Sevgi İmparatorluğu
İnsan hayata gözünü açtığında ilk tanıştığı duygu sevgidir. Sevgisiz bir hayat düşünülemez.
Kimi psikologların “İnsanın ilk tanıştığı duygu korkudur” ifadelerine rağmen; korkunun sevgiden sonra geldiğine inanmaktayım. Zira sevgi; insanın hayata gelmezden önce tattığı bir duygudur. İnsan henüz anne karnındayken anne ve babası tarafından sevgiyle sarmalanmıştır. Dünyaya gözünü açar açmaz herkes üzerine titrer. Bu şefkat, huzur ve emniyet duygusu sevginin ürünüdür. Sevgi; insanlık kadar kadim bir duygudur.
Korku çok çeşitlidir. Korkuları cinsiyet, yaş, meslek, ırk, dil vb temellerinde inceleye biliriz. Ve olabildiğince çoğaltabiliriz. Korku yürekten ziyade akla tabidir. Sevginin kaynağı yürekken, korkunun kaynağı akıldır. Evhamlar, kurgulamacalar ve korkuya yönlendirilmeler akılla ilişkilidir. Korkularımızı şekillendiren, üstlerini giydiren akıldır. Bu yönüyle korku duygusu negatif bir görünüm arz etmesine rağmen esasen iyiliğe hizmet eden, pozitif bir tarafı da vardır. Çünkü korku; muhatabını sürekli diri, uyanık tutar, temkinli davranmasına sebep olur. Muhatabını tedbirli olmaya davet eder. Bundan dolayı insan bazı korkularından korkmamalıdır. Bilakis korkularını terbiye edeceği yöntemler aramalıdır. Genel itibarla insanlar bilmedikleri, kavrayamadıkları şeylerden korkarlar. İnsan korkusundan bilgi ile kurtulur. İnsan bilginin olduğu yerde kendini korkularından arınmış, emniyette hisseder. Herhangi bir aracı bozulacağı düşüncesi ile kullanmaktan korkan insan, aracı uygun kullanma yolları bulduğunda korkusunu yenmiş olacaktır.
Korku üzerine konuşurken hep merak etmişimdir: Neden “Korku İmparatorluğu” diye bir deyiş varken “Sevgi İmparatorluğu veya Adalet İmparatorluğu” söylemi yoktur?
Esasen sadece bu söylem bile korku ile yönetim arasındaki ilintiyi ifşa etmektedir. Korkunun kimseyi korkutmadığı, insanların korkularından emin oldukları, korkularıyla yüzleşme cesareti gösterdikleri bir Dünya dileği ile. Sevgi ile kalın