Dolandırıcıların Yeni Yöntemine Dikkat!
Yapay Zekâyı Kullanıp Ses Taklidi İle Sesli Onay Yapıyorlar
Müşteri temsilcisi gibi arayan dolandırıcı sözde para iadesi yapacağını söyledi. Bankanın aplikasyonundaki onay ekranı çıktı. İade alacağını zanneden kurban, adına çıkan krediyi onayladığını fark etmedi. Avukatlar "Banka içinde iş birlikçi olmadan bu yapılamaz" dedi.
Dolandırıcılar her geçen gün yeni bir yöntemle karşımıza çıkıyor. Bir telefon görüşmesi ile hesabınızdaki para boşaltılabilir, bununla yetinmezlerse sizin adınıza kredi çekebilirler. Üstelik tüketici kredi istediğinde kılı kırk yaran bankaların sistemleri, dolandırıcıların elinde birer oyuncak haline gelebiliyorlar.
Son dönemde yapay zekâyı kullanıp ses taklidi ile sesli onay işlemini dahi yapan dolandırıcılar, kısa süre içerisinde vatandaşın hesabından parasını çekmekle kalmıyor, adına kredi kullanıp bunu da kendi hesabına aktarıyor. Üstelik bu işlemler telefona uzaktan erişim ile değil, büyük çetelerin organizasyonu ile gerçekleştiriliyor, aktarılan paralar da dakikalar içinde başka hesaplara, oradan da kripto borsalarına aktarılarak takibi imkansız hale geliyor.
Hukukçular, bazı çete üyelerinin bankalarda çalışanlarla iş birliği yaptığını iddia ederken, bankaların sorumluluk almamak için bu iddiaları gündeme dahi getirmediğini ifade ediyor.
Mağdurdan Kelime Kelime Olay
Yakın zamanda gerçekleşen bir dolandırıcılık olayında, ismini vermek istemeyen kişinin hesabındaki parayı boşaltmakla kalmayıp hesaptan 200 bin lira da kredi çekiyor. Dava sürecinde olduğu için ismini açıklamak istemeyen mağdur kişi, olayı şöyle anlatıyor:
"Beni bankanın özel müşteri temsilcisi olduğunu söyleyen biri aradı. İhtiyaç halinde kendisini direkt arayabileceğimi söyledi. Bankanın hizmetlerinden söz etmek istediğini belirtirken "Bu arada HGS limitinizin 150 lira olduğunu görüyorum. Zaman zaman açığa bile düşmüşsünüz" dedi. Doğruydu. Limiti yükseltmeyi teklif etti, tamam dedim. Sonra iletişim adresimi okudu, adresin doğru olduğunu söyledim. Kimlik numaramın ilk ve son numaraları, baba isminin ilk iki harfini, tıpkı bankam gibi sordu. Benden başka şifre falan da istemedi. Ardından 200 bin lira ön onaylı kredim olduğunu söyledi, hayır dedim. Ardından "Aktif sigortanız görünüyor ama avantajını kullanmamışsınız, bilginiz olsun" dedi.
Yaptırmadığımı söyleyince ilgili müşteri temsilcisi tavrıyla istersem iptal edebileceğimi iletti, "İptal edin" dedim. Para iadesi için telefonuma onay geleceğini söyledi, bankanın aplikasyonundaki onay ekranı çıktı, onayladım. "Şimdi istediğiniz bir hesaba iadeyi yönlendireyim. Falanca bankanın falanca IBAN'lı hesabını görüntülüyorum, oraya aktarabilirim" dedi. O hesaptan diğer bankadaki hesabıma para gönderdiğim için IBAN'ı görmesini de yadırgamadım, tamam dedim.
Vicdanınıza Oynuyorlar
Ardından bu parayı yanlışlıkla gönderdiğini ifade ederek "Eyvahlar olsun, 1.900 ve 2.700 yerine 192.400 ve 27.000 lira olarak gönderdim. Lütfen bunu iade edin, yoksa işimden olurum" dedi. Ben de kişiliğim gereği panikle söylediği hesaba paranın fazlasını yolladım. Bu işlemin ardından telefondaki kişi yatırım hesaplarımdan, otomobil kredimden falan bahsedince dolandırıcı olabileceğini düşünüp telefonu aceleyle kapattım.
Hemen banka uygulamalarına girdim. Banka uygulamasına profil fotoğrafım yerine 'müstehcen' bir fotoğraf koyarak gitmişti. Çünkü daha büyük zarar verecekti, erken kapattım telefonu diye kızmıştı. Hemen iki bankayı da aradım, hesaplarımı ve kartlarımı kapattırdım. Ardından karakola suç duyurusunda bulundum. Hesabımın bulunduğu ve kredi çekilmesine izin veren banka dolandırıcılık olayı olduğunu kabul etti ve kredi çekilirken yapılan 7.300 liralık sigortayı iptal ederek hesaba iade etti.
Kişisel araştırmalarımla paranın önce bir başka bankaya, ardından kripto para piyasasına aktarıldığını öğrendim. Durumu savcılık ve polise de bildirdim. Bankanın sorumlu tutulması talebiyle yargı yoluna da başvurdum."
Banka Sorumlu Olmalı
Bilişim hukuku uzmanı avukat Volkan Karabağ, her gün yüzlerce dosya ile karşılaştıklarını belirterek "Çoğu sonuçlanamıyor. Vatandaş dolandırıldığı ile kalıyor. Bu tür dolandırıcılık vakalarında bankaların ve GSM şirketlerinin de sorumlu olması gerekiyor. Bankalar suçu vatandaşın üzerine atıyor. Hâlbuki banka olmanın gereklilikleri icabı, mevduat sahibinin parasını her türlü duruma karşı en üst seviyede korunması gerekiyor. Çünkü vatandaş bütün varlığını onlara emanet ediyor. Buna yönelik emsal kararlar olmasına rağmen bir türlü sonuca bağlanmıyor. O hesaplar da birilerinden birkaç bin lira karşılığında kiralanmış hesaplar. Yakalandığında büyük çoğunlukla 'gariban kişiler oluyor, el koyacak bir şeyleri de bulunmuyor" diyerek durumu özetliyor.
Çeteler Teknolojiyi Daha Çok Kullanıyor
Bilişim suçları uzmanları ise son zamanlarda bu tür vakaların çoğaldığını belirterek "Mesaj veya mail yoluyla link vererek, uzaktan telefona ulaşma durumu eskide kaldı. Artık çeteler çok daha büyük çapta hareket ediyor. Banka içine yerleştirilen iş birlikçi ya da banka çalışanı ile komisyon üzerinden anlaşılabiliyor. Nasıl ki bazı banka çalışanları zimmete para geçiriyorsa, bu da ona benzer bir durum. İçerideki iş birlikçi, çeteye bilgi aktarıyor. Ancak bankalar bu durumu fark etse bile suçu üstlenmiyor. Çünkü emsal kabul edilip milyonlarca liralık cezaya çarptırılabilirler" açıklamasında bulunuyorlar. Uzmanlar, davası devam eden Seçil Erzan olayının da, kişilerin bankaya duyduğu güven sebebiyle dolandırıcılık mağduru olduğu, Erzan'ın da bankada olma durumunu kullanmış olduğu yorumu yapılıyor.
2023'te Büyük Bir Çete Çökertildi
Geçen yıl, Bursa merkezli başlatılan 'Bakiye-1' operasyonu ile büyük bir çete çökertildi. Beş aylık fiziki takibin ardından; vatandaşları 'bankadan arıyoruz, sigorta iptal iadeniz var' diyerek dolandıran çete üyelerine baskın düzenlendi. Onlarca kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şahısların evlerine yapılan baskınlarda binlerce sim kart, yüzlerce telefon, banka ve kredi kartları, uyuşturucu maddeler ve yüklü miktarda nakit para ele geçirildi.
TÜRKELİ HABER MERKEZİ