İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hakan Şeref Olgun, milliyetçi gazetecilerin yargılanmasına tepki gösterdi. Olgun, “İstanbul’un en orta yerinde hilafet naraları atanlar, ellerini kollarını sallayarak gezerken; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu fikriyatı olan Türk milliyetçiliğini zindanlara atanları bir kenara not alıyoruz.” dedi. İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hakan Şeref Olgun, aralarında Serkan Kafkas ve Süha Çardaklı'nın da olduğu tutuklu gazetecilerin yargılandığı davanın duruşması öncesi, Sıhhiye’deki adliye binası önünde açıklama yaptı. Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Süha Çardaklı’nın 104, Serkan Kafkas’ın ise 78 gündür tutuklu olduğunu, 35 gün tutuklu kalan Batuhan Çolak’ın ise 27 Ekim 2023 tarihinde tahliye edildiğini hatırlatan Olgun, “Gazeteci arkadaşlarımızın yaptıkları haberler, dava konusu haline getirilmiştir. Ancak; haberlerin gerçeği yansıtmadığına dair herhangi bir delil sunulmamıştır. Yaşananların bir hukuk garabeti olduğu, artık izahtan varestedir.” dedi. "HUKUKSUZLUK AYYUKA ÇIKTI" Serkan Kafkas hakkında verilen gözaltı kararının adli makamlardan öğrenilmediğine dikkat çeken Olgun, “Gözaltı kararı henüz soruşturma dosyasına eklenmeden, İletişim Başkanlığı’nda çalışan Arslan Değirmenci tarafından Twitter hesabında paylaşılmıştır. Savcılık tarafından soruşturma dosyasına böyle bir gözaltı kararı eklenmeden, gözaltı işlemi gerçekleşmeden, İletişim Başkanlığı’nda görevli olan bir kişinin, böyle bir karardan haberdar olması hukuksuzluğu ayyuka çıkarmıştır.” şeklinde konuştu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un, profil fotoğrafı açık şekilde görülen şahsi Twitter hesabından
alınan ekran görüntülerinin delil olarak dosyaya eklendiğini ve sadece bu delille adalete adeta talimat verildiğini savunan Olgun, “Bu delille, savcılığın re'sen bir soruşturma başlatmadığı, bir "talimatla" hukukun yok sayıldığı ortaya konmaktadır.” diye ekledi. "MİLLİYETÇİLİĞİN CEZALANDIRILMASINI KABUL ETMİYORUZ" Soruşturma dosyasına giren tutanak ve araştırma raporlarına işaret eden Olgun, milliyetçiliğin
cezalandırmaya çalışıldığını belirterek, "’Gönderilerinde Milliyetçi paylaşımlarda bulundukları tespit edilmiştir.’ ifadeleri tutanaklarda yer almıştır. Bunun yanı sıra "Yabancı Karşıtı" ve "Türk Karşıtı" ayrımına varan fişleme listeleri ortaya çıkmıştır. 1924 yılında yapılan Anayasa’da ‘Türkiye Halkına, din ve ırk ayrımı olmaksızın Türk denir’ anlayışı ile Gazi Mustafa Kemal’in de, Cumhuriyetin kuruluşuyla Türkiye'de yaşayan herkes için vasiyet ettiği Anayasamızın 2. Maddesine göre; Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden olan, "Milliyetçiliğin" cezalandırılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz.” ifadesini kullandı. Süha Cardaklı ve Batuhan Çolak’ın haksız tutuklamalarını yanı sıra cezaevinde açıkça işkenceye maruz kaldıklarını ve saçlarının zorla kazıtıldıklarını kaydeden Olgun, insan haklarına aykırı bu muamelenin hiçbir hukuk devletinde kabul görmeyeceğini vurguladı. TÜRKELİ HABER MERKEZİ
alınan ekran görüntülerinin delil olarak dosyaya eklendiğini ve sadece bu delille adalete adeta talimat verildiğini savunan Olgun, “Bu delille, savcılığın re'sen bir soruşturma başlatmadığı, bir "talimatla" hukukun yok sayıldığı ortaya konmaktadır.” diye ekledi. "MİLLİYETÇİLİĞİN CEZALANDIRILMASINI KABUL ETMİYORUZ" Soruşturma dosyasına giren tutanak ve araştırma raporlarına işaret eden Olgun, milliyetçiliğin
cezalandırmaya çalışıldığını belirterek, "’Gönderilerinde Milliyetçi paylaşımlarda bulundukları tespit edilmiştir.’ ifadeleri tutanaklarda yer almıştır. Bunun yanı sıra "Yabancı Karşıtı" ve "Türk Karşıtı" ayrımına varan fişleme listeleri ortaya çıkmıştır. 1924 yılında yapılan Anayasa’da ‘Türkiye Halkına, din ve ırk ayrımı olmaksızın Türk denir’ anlayışı ile Gazi Mustafa Kemal’in de, Cumhuriyetin kuruluşuyla Türkiye'de yaşayan herkes için vasiyet ettiği Anayasamızın 2. Maddesine göre; Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden olan, "Milliyetçiliğin" cezalandırılmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz.” ifadesini kullandı. Süha Cardaklı ve Batuhan Çolak’ın haksız tutuklamalarını yanı sıra cezaevinde açıkça işkenceye maruz kaldıklarını ve saçlarının zorla kazıtıldıklarını kaydeden Olgun, insan haklarına aykırı bu muamelenin hiçbir hukuk devletinde kabul görmeyeceğini vurguladı. TÜRKELİ HABER MERKEZİ