Türk şairi ve mutasavvıf Yunus Emre'nin.
Ne zaman doğup vefat ettiği kesin olarak bilinmemekle beraber Hicri 638 Miladi 1241,de doğmuş ve Hicri 720 Miladi 1320, yıllarında vefat etmiş olduğu kaynaklarda geçmekte. Yunus Emre hayatı boyunca ilim ve İrfan üzerine yaşamış İslam alemine ve Türk kültürüne birçok muhteşem eserler bırakmıştır.
Yunus Emre'nin her bir şiiri derin manalar taşımakta ve topluma önemli mesajlar vermektedir.
Kabrinin Anadolu'nun muhtelif şehirlerinde gösterilmiş bulunması Yunus Emre gibi çok sevilen büyük bir ilim adamı ve şairin herkes tarafından kendi memleketlerinde bulunması arzu edilmiş olmasından kaynaklanır. Fakat bilinen hakikat vardır ki büyük insanların bazen muhtelif şehirlerde mezarlarının ve makamlarının bulunması keyfiyeti bir gelenek halindedir.
Yunus Emre'nin kabri muhtelif yerlerde olduğu gibi Sandıklı'ya bağlı üç kilometre uzaklıkta bulunan, Yeni çay köyündedir.
Yunus Emre'nin kabrinin burada olduğunu ispatlayan bazı deliller şunlardır. Birincisi Yunus Emre'nin şeyhi Taptuk Emre'yi metheden şiirleri olduğu gibi Sandıklı'daki Şeyh Hamza'yı metheden şiirlerinin bulunması.
İkincisi Yunus Emre'nin kabrinin yerini manevi bir işaretle Sandıklı şeyhi Emin Efendi'nin oğlu Ahmet Muhtar Efendi tespit etmiştir.
Bir rüya aracılığıyla rüyası şöyledir, bir gün Ahmet Muhtar Efendi sabah namazını camide cemaatle kılar evine gidip yatar rüyasında.
Yunus Emre'nin başını görür evladım muhtar ben burada sıkışıp kaldım beni buradan kurtar der.
Ahmet Muhtar Efendi de Yunus Emre'ye hitaben sen gerçek Yunus Emre isen sadece başını değil.
Bütün bedenini göster der Yunus Emre bütün bedenini gösterir, tam o sırada sokak kapısı şiddetle çalar.
Ahmet Muhtar Efendi görmüş olduğu tatlı rüyasından uyanır ve sokak kapısını açar kapıda telaşla ne söylediğini tam ifade edemeyen korkudan titremekte olan bir köylüyü görür.
Ahmet Muhtar Efendi köylüyü sakinleştirir ve olan biteni anlamaya çalışır köylü biraz sakinleşince.
Aman hocam Muhtar Efendi ben bu gece hiç uyuyamadım, Yunus Emre beni sabaha kadar uyutmadı der.
Meğerse o köylünün Yunus Emre'nin kabrinin bulunduğu yerde tarlası varmış köylü tarlayı sürerken Yunus Emre'nin kabrinin bulunduğu sınırları da tarlasının içine katmış, onun için gece uyku uyuyamamış.
Ahmet Muhtar Efendi yeni çay köyüne gider köylü ile birlikte.
Yunus Emre'nin kabrinin sınırlarını belli eder o köylü kabri tarlasının dışına çıkarmış ondan sonra geceleri rahat uyku uyuya bilmiş.
Yunus Emre'nin sandıklı'dan başka. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kabri vardır. "Bursa'daki Yunus Emre Bursa'nın Pir Emir Sultan civarında Abdürrezzak Mahallesi'nde Abdülrezzak tarafından yaptırılmış bir sadi tekkesidir.
Bu mezarların taşları üzerinde "Merkadı Yunus Emre Fatiha, Merkadı Aşık Yunus" Ve" Merkadi Abdürrezzak yazılı üç mezar taşı bulunmaktadır.
Bu mezar taşları hayatı büyük maceralarla dolu ve halvetiye tarikatının mümessillerinden sûfi Niyazi Mısri tarafından bulunduğu rivayet edilmektedir.
"Erzurum'daki Yunus Emre ve Taptuk Emre'ye ait olduğu söylenen bu iki mezar Erzurum'un kuzeyinde ve Palandöken'in eteklerine yakın tuzlu köyündedir etrafı parmaklıkla çevrilidir.
Mezar taşında. El Fatiha Al- ârif billah Yunus Emre kadesallallahu teâla sırruhu sene 797.
Taptuk Emre'nin mezar taşında kutbul, Arif'in Tapduk Emre kaddesallallahu teâla sırruhu sene 797 yazmaktadır.
Bu taşlar Miladi 1772'de vefat eden ve Marifetname isimli kıymetli eserin yazarı olan Erzurumlu şey İbrahim Hakkı Hazretleri tarafından diktirilmiştir.
"Niğde Aksaray'ın da bir tepe üstü'ndeki Yunus Emre.
Bu Tepeüstü'nde bulunan mezar halk tarafından ziyaret edilmektedir.
"Ünye'de Sivas'a giden yol üzerinde Yunus Emre'nin mezarı vardır.
"Bandırma'da Yunus Emre'nin mezarı vardır. "Isparta'nın Keçiborlu kazasının Buş'ta köyünde Yunus Emre'nin mezarı vardır.
Bu mezar meşhur Alim Bursalı İsmail Hakkı görmüş olduğu bir rüya ile tespit edilmiştir.
"Karaman'da Kara Abdül Rezzak dergahında mezarı vardır.
"Salihli ile Kula arasında Yunus Emre'nin mezarı vardır.
"Bolu'da Yunus Emre'nin mezarı vardır.
"Eskişehir'de sarıköy'de mezarı vardır.
Yunus Emre'nin seçme şiirlerinden bir tanesini paylaşalım.
BİR DAĞ İÇİNDE
Adım adım İleri üç beş adım İleri
On sekiz bin âlemi geçtim bir dağ İçinde
Yetmiş bin hicap geçtim gizli perdeler açtım
Ben dost ile buluştum buldum bir dağ İçinde
Körler gibi görmedim sözlerin söyleşmedim
Visalini münacat kıldım bir dağ İçinde
Gökler gibi gürledim yerler gibi inledim
Dereler gibi çağladım aktım bir dağ İçinde
Bir döşek döşemişler Nur ile bezemişler
Dedim bu kimin ola sordum bir dağ İçinde
Ayrılmadım pirimden ayrılmadım şeyhimden Âşktan bir kadeh aldım içtim bir dağ içinde
Yunus ey der gezerim dost iledir pazarım
Ol Allah'ın didarını gördüm bir dağ İçinde.