Toplum olarak son zamanlarda güven noktasında büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Bir zamanlar sözün senet olduğu dünyada şimdi senet dahi bir işe yaramıyor.
Bu noktada insanları bu denli güvensiz kılan şey nedir asıl ona bakmak lazım.
Bana göre insanların dünyaya daha fazla tema etmesi, itibarın önüne paranın geçmesi gibi nedenlerden dolayı toplum olarak bu hale geldik.
Hâlbuki eskiden ne çek vardı nede senet, sadece söz verdiği zaman insanlar senetten ve çekten daha değerliydi.
Şimdi bırakın söz vermeyi insanlar yemin billah etse kar etmiyor…
Toplum olarak öyle bir zamanda yaşıyoruz ki neredeyse, yıllardır birlikte yaşadığımız, birlikte büyüdüğümüz, aynı anne ve babayı paylaştığımız kardeşimize bile güvenemez olduk.
Bu insanlara ne oldu da birbirine olan güvenleri bu denli sarsıldı. İnsan bir arkadaşına borç verirken bile düşünüyor, çoğu cebinde para olduğu halde geri alamama korkusuyla parasının olmadığını söyleyebiliyor.
Aslında insanın güvendiği bir arkadaşının olması belki de dünyadaki en büyük serveti olsa gerek.
Her başarının arkasında, beraber yola çıkılanlara güven duymak büyük bir yer tutar. Güven duygusu olmazsa, insan yerine güvenebileceği bir kişiyi bırakamazsa veya bir yere güvenerek gönderemezse orada başarıdan söz etmek zor olur. Dolayısıyla liyakat kadar güvenilir olmak da esastır.
Günümüzde ise güvensizlik hayatın her alanına öyle sirayet etti ki, ibadet etmek için girdiğimiz camide bile aklımız ayakkabılarımızda kalır oldu. Çünkü kötü niyetli bazı kişilerin Allah’ın evine bile musallat olduğunun hepimiz farkındayız. Kamera konulan pek çok camide ayakkabı veya bağış kumbaralarının nasıl çalındığına dair kayıtları hepimiz izliyoruz.
Güven duygusu böylesine yitip gidince, ihtiyaç belirten bir insana az miktarda da olsa yardımda bulunmaktan da korkuyoruz. Muhtaç olduğunu söyleyip insanların hüsn-ü zannını su istimal edenlere hepimiz rastlıyoruz. Bu tür olaylar ne yazık ki infak iştiyakını da köreltmiştir.
Öyle bir noktaya geldik ki, artık güven adına küçücük şeylerle avunur olduk. Araçta unutulan paranın getirilip teslim edilmesi, yolda bulunan cüzdanın sahibinin aranması haber bültenlerinde önemli haberler haline geldi. En tabii insanlık görevini yerine getirmek bir hüner sayılmaya başlandı. Toplumsal güveni yeniden inşa etmeye mecburuz. İlişkilerimizdeki savrulmaların en çok bize zarar vereceği açık. Güvenin inanç ile inşa edildiği de aşikâr. Yapmamız gereken, asırlar boyunca bizi yeryüzünün emin toplumu haline yeniden imanımıza ve değerlerimize yeniden sarılmak.