Günlük hayatımızda bazen kendimize engel olamayıp hem kendimizi ifade edebilmek hem de karşımızdaki insanı kendimiz gibi görüp, biz gibi olmasını düşünerek birşeyler anlatmaya çalışırız . Halbuki bu yaptığımız davranışın ne kendimiz için ne de karşımızdaki kişi için hiç bir karşılığı yoktur. Çünkü kimse biz gibi olamayacağı gibi, biz de başkası gibi olamayız . Her insanın fıtratı farklıdır . Düşüncesi, hayata bakış açısı, önem verdiği ya da vermediği konular farklıdır. Öncelikler farklıdır. O yüzden karşımızdakine ne kendimizi anlatmak adına kendimizi yoralım ne de ona kendimizi dinletmek, ifade edebilmek ve biz gibi olmasını beklemek gibi hayaller kuralım. Bırakalım herkes istediği gibi yaşasın. Zaten deneme ile sabittir. Öyle de olmuştur hep. Sonuç değişmemiş insan sadece yorulduğu ve yaşadığı stres ile kalmıştır. Bu bakımdan bırakalım isteyen istediği gibi yaşasın . Hayat o kadar kısa ki inanın buna vakit ayırmaya dahi değmeyecek kadar kısadır. Ve bu şekilde en azından kendimiz içinde bir kazancımız olacaktır. Moralimiz ve yaşama sevincimiz, enerjimiz bizle kalmış olacaktır. Unutma, kimseye bir şey anlatmak zorunda değilsin. Kimsede seni anlamak zorunda değil. Gerçekten insanın hayat enerjisini, yaşama sevincini başkalarıyla yaptiği diyaloglar tüketir. Kendini ifade etmeye çalışması tüketir. İnsanın psikolojisini bir anlayamadıkları, birde en yakınındakiler bozar. Bu da doğrudur. Bu sebeple başkalarını düzelteyim derken kendi sağlığınızı ve psikolojinizi bozmayın. O nedenle insanları oldukları gibi kabul etmelisiniz. Edin. Eğer insanları oldukları gibi kabul ederseniz, onlara her hangi bir şeyi ispat etmek zorunda da kalmazsınız. Kendinizi ifade etmek ve onu düzeltmek zorunda da kalmazsanız. Herkes hayata kendi penceresinden bakar. Üzülerek söylemek istiyorum . Bu konuyu tecrübe ile sabit ettim. En azından böyle bir durumu şuana kadar siz yaşamamışsanız bence sizce bu tavsiyemi değerlendirmelisiniz.