Çoğu kişi insanları, dinlerine, dillerine, milletine veya mal varlığına göre sınıflara ayırır.
Benim için ise insanlar sadece ikiye ayrılır. İyi insanlar, kötü insanlar. Bu ikisi dışında benim için dili, dini, inancı ne olursa olsun tüm insanlar eşittir. Benim için üstünlük sadece yapılan iyiliktedir. Kötü insanlar ise her zaman daha aşağıdadır. İnsanlar doğduklarında içinde kötülük de iyilik de yoktur. Ancak büyüyüp geliştikçe çevresinde gördüklerini kişilik haline getirmeye başlar. Eğer bir insan, iyi bir şekilde yetiştirilmezse, ona terbiye verilmezse, iyilik ve kötülük kavramı öğretilmezse o insanda kötülük duygusu oluşmaya başlar. Böyle bir insan, çevresindekileri üzmeye başlar ve bundan zevk alır. Oysa kendisine iyiliğin ne kadar iyi ve erdemli olduğu öğretilen biri hiçbir zaman canlıya zarar vermez ve çevresiyle iyi geçinir. Ne yazık ki günümüzde insanlar iyilikten yavaş yavaş uzaklaşıp kötülüğe doğru gidiyorlar. Cinayetler, kavgalar, savaşlar hep kötülükten kaynaklanıyor. Ancak kötü bir insan başka bir insanı öldürebilir veya kötü bir insan bir hayvana işkencede bulunabilir. Doğaya zarar verenler, onu kirletenler, ormanları yakanlar, yaş ağaçları kesenler hep kötü insanlardır. Böyle bir insanın varlığı ise dünyamızı daha da yaşanmaz hale getiriyor. İyilik iyiliği, kötülük ise kötülüğü doğurur. Eğer bir insana iyilikte bulunursanız oda size iyilikte bulunur. Kötülük yaparsanız da karşılığında yine kötülük bulursunuz. Bu dünyada her insanın, her bitkinin, her hayvanın yaşama hakkı vardır. Bu hakları onlardan almak, onlara zarar vermek kötülükten başka bir şey değildir. Kötülüğü bitirmek, yine iyi insanlara kalmıştır. Eğer iyi insanlar iyiliği yayarsa kendi çocuklarını iyi insanlar olarak yetiştirirlerse kötülük zamanla yerini iyiliğe bırakacaktır. Kötülük yaparak hiçbir şey kazanamayız; aksine çok şey kaybederiz kötülük tohumlarını ektiğimizde meyvesi mutlaka bizi de zehirleyecektir. Her zaman bunun bilincinde olmalı ve kötülükte uzak durmalıyız.
Hocam, yazınızı okudum. İyiliğin daim olsun.