Günümüzde çocukların korunması, toplumların en öncelikli sorumluluklarından biridir. Bu konu, sadece aileleri değil, aynı zamanda hukuk sistemini, eğitim kurumlarını ve toplumu bir bütün olarak ilgilendiren önemli bir meseledir. Hukuk sistemimizde başta 5395 Sayılı sayılı kanun olmak üzere 2828 sayılı sosyal hizmetler kanunu 5049 sayılı Çocukların Korunması Ve Ülkelerarası Evlât Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşme ve kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinerek toplumsal kutuplaşma alanlarından biri haline gelen 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gibi birçok kanun 1117 sayılı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu gibi pek çok kanun mevcut. Bu anlamda bu kadar çok kanun olması çocukların hakları ve güvenliği, bir ülkenin geleceğini belirleyen temel unsurlardan biridir. Bu yazıda, çocukların korunması ve hukuk ilişkisi üzerinde durarak, toplum olarak üzerimize düşen sorumlulukları değerlendireceğiz. Hukuk, toplumun düzenini sağlayan temel bir yapı taşı Çocukların korunması konusunda hukukun rolü, çocuklara yönelik istismar ve ihmalin önlenmesi, adaletin sağlanması ve çocuk haklarının korunması gibi pek çok konuları içerir. Ancak, hukukun işlevselliği, toplumun bilinçli bir şekilde bu konuda harekete geçmesine ve çocuk haklarına saygı göstermesine bağlıdır. Çocukları koruma konusunda atılması gereken ilk adım, hukuki düzenlemelerin güncellenmesi ve çocuk haklarını etkili bir şekilde koruyacak yasaların oluşturulmasıdır. Aynı zamanda, bu yasaların sıkı bir şekilde uygulanması ve ihlal edenlere karşı etkili yaptırımların uygulanması önemlidir. Hukuk sistemi, çocukları korumak adına etkili bir kalkan olmalıdır. Eğitim kurumlarının da çocukları koruma konusunda büyük bir sorumluluğu vardır. Çocuklara, hakları konusunda bilinç kazandırmak, onları tehlikeler konusunda eğitmek ve duyarlılıklarını artırmak, toplumun geleceği açısından kritik bir adımdır. Eğitim sistemi, çocuklara sadece akademik bilgileri değil, aynı zamanda insan hakları, etik değerler ve sorumluluk konularında da eğitim vermeli ve çocukları koruma bilinci aşılamalıdır. Ailelerin de çocukları koruma konusunda aktif bir rol üstlenmeleri hayati önem taşır. Çocukların duygusal ve fiziksel sağlıkları için gerekli önlemleri almak, onların ihtiyaçlarını karşılamak ve güvenli bir ortam sağlamak, ailelerin sorumlulukları arasında yer almalıdır. Aile içindeki iletişim kanallarının açık tutulması, çocukların kendilerini ifade etmelerini ve yaşadıkları sıkıntıları paylaşmalarını kolaylaştırır. Sonuç olarak, çocukların korunması, toplumun ortak bir sorumluluğudur. Hukuk, eğitim kurumları, aileler ve bireyler olarak hepimiz, çocukların haklarına saygı göstermeli ve onları güvenli bir ortamda büyütmeliyiz. Unutmamalıyız ki, çocukların korunması, toplumun geleceğini inşa etmenin temel taşlarından biridir ve bu sorumluluğu birlikte üstlenmeliyiz.>>EVREN ATCI