31 Mart seçimlerine artık bir aydan az bir süre kaldı. Süreç hızlı işliyor. Adaylar sahada kapı kapı dolaşarak sıkılmadık el bırakılmıyor. Afyonkarahisar’da adayların söylemlerine bakıldığı zaman İktidar Partisi Adayı Uluçay Projeler üzerinden daha çok görsel materyallere dayalı bir kampanya yürüterek sahaya inerken MHP adayı kapı kapı dolaşarak başta esnaf ziyaretleri olmak üzere mahalle ve ev ziyaretlerine kadar çemberini daraltmış durumda sahayı iyi tarıyor diyebiliriz. AK Parti adayı Uluçay gençlerle buluşarak Afyonkarahisar'daki genç seçmenleri yakından takip ediyor. Küçükkurt'ta saha çalışmalarına hız vermiş durumda kafa kafaya bir yarış gidiyor. MHP Adayı Küçük Kurt’un iletişim kökenli gazeteci bir aday olması gerek siyasal iletişim gerekse gündelik hayattaki iletişim kazalarını en aza indirmesi bakımından bir adım onu öne çıkarıyor. Tabi yerel seçimlerde her ne kadar adaylar yarışsa da Türkiye’nin son yirmi yılına damgasını vuran taraf siyaseti bu anlamda parti ve liderleri de ön plana çıkarıyor. Bu anlamda da Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan gerek ittifak ortağı gerekse rakiplerinden yarışı önde götürü yora benziyor. AK Parti Afyon mitingini çoktan yaptı. Bu hafta CHP lideri Özel Afyon’da olacak. MHP liderinin Afyon’a geliş tarihini şu an bilmiyorum. Afyonkarahisar diğer şehirlere nazaran dengelerin her ne kadar partiler bazında değişiyor gibi gözükse de adaylar ön plana çıkıyor. Bu anlamda da sahada taksicisinden manavına kadar her yeri gezerek sorunlarını dinliyor. adaylar bizde gerek gazeteci gerekse vatandaş kimliğimizle gece gündüz sokaklardayız. Afyonlu mesleğimizi duyunca konuşmaya başlıyor. Bu anlamda suskunluk sarmalını kırmış durumdalar. En yalın haliyle tanımlanacak olursak, Noelle-Neumann tarafından geliştirilen siyaset bilimi ve kitle iletişim teorisi olan suskunluk sarmalı teorisinin temel tezi, kişisel düşüncenin başkalarının ne düşündüğüne bağlı olduğunu ele alan temelini sosyo-psikolojik düşünceden alan bir teori diebiliriz. İnsanların çoğu bir görüşe sahip olduklarında konuşabilmek için başkalarınca desteklenme içgüdüsüne sahiptir ya da tam tersi toplum tarafından kabul edilen görüşleri benimseme ihtimalleri artmaktadır. İletişim bilimciler Mutlu ve McQuail'in varsayımlarına göre kişilerin yalnızlık korkusu, kitle iletişim araçlarını ölçüt almaları, kitle iletişim araçlarının tekelci yapısı ve suskunluğun büyümesi suskunluk sarmalına etki eden faktörlerdir. Afyon'da bu durum kırılmış görünüyor. Muhalif seçmen konuşmaya başlamışa benziyor ama tabi siyaset biliminde elimizde ölçümlenebilir bir anket mülakat derinlemesine görüşme formu saha çalışma sonucu olmadan bu yazdıklarımız sadece öngörüden ibaret kalıyor. Ama ilginç olan iktidar partisi seçmeni de oyunun rengini belli etmiyor. Durum böyle olunca tam anlamıyla bir siyasi tahmin yapma ihtimali pek mümkün görünmüyor. Tüm adaylar ve partiler kendi yankı odalarında kendi seçmenlerin seslendiklerinden , gerek yazılı gerekse sosyal medyada hepsi çoktan yarışı kazandık havasındalar ama unutulmamalı ki seçim son düzlükte kazanılır çünkü bu saatten sonra Ünlü siyasetçi Duvager'in ifadesiyle karasız seçmene seslenme vakti. Son düzlükte kararsız seçmeni kazanan Afyonkarahisar'ı kazanır. Bu noktada gerek sosyal medyada gerekse sahada emek harcayan koşturan terleyen kazanır. Muhalefet partilerinin iktidar'a göre daha fazla koşması, Afyonlu ile buluşması gerekiyor. Sonuçta 22 yıllıdır hiç seçim kaybetmeyen bir siyasi lider ve teşkilat var sahada ben değil biz diyerek içten çalışıyorlar bunu da unutmamak gerekir