Osmanlı dönemlerinde, Huzur Dersleri vardı Alimler yöneticiler tasavvuf erbabı toplanır. Görüşler oraya atılır en doğru ve güzeli bulunmaya çalışılırdı. Afyonda da bunun küçük bir örneği Gezek'lerdi. Günümüzde bunun yerini de davet ziyafetler aldı.
Sultan 3. Mustafa böyle bir toplantıda ''ALLAH'ın verdiği en büyük nimet nedir? diye sorar. Herkes bir şekilde birşeyler söyler. Yakasında yaz kış lale taşıdığı için LÂLELİ BABA adıyla anılan bir gönül ehli, Sultanım nimetlerin büyüğü küçüğü olmaz. Hepsinin yerine göre önemi vardır. Önemsemediğimiz küçük abdest bile çok önemlidir diye cevaplar.
Padişah beğenmez ve Şu EREN kişi'nin verdiği cevaba bak şeklinde içinden geçirir. Padişah yatacak fakat küçük abdest mümkün olmaz. Sabaha karşı yaptığı hatayı anlar. Hemen Laleli babaya gider. Yalvarır: Ne olur bir dua et de şu sıkıntıdan kurtulayım İstersen yaptığım Camiyi sana bağışlayayım. Yeterki şu sıkıntıdan kurtulayım der. Eren laleli baba dua eder Padişah kurtulur.
Böylece kendilerinin yaptırdığı camiler Padişah adını taşıdığı halde Sultan Mustafanın yaptırdığı Beyazıt'ta Aksaraya inen yodaki Cami LÂLELİ Camisi diye anılır.