Değirmenlerin ilk olarak milattan önce yaklaşık M. Ö. 200'lü yıllarda
Değirmencilerin piri olan Yunus Peygamber, değirmeni icat eder, kurar, fakat buğdayı değirmenin boğazına bir türlü akıtamaz. Bu sırada değirmene şeytan gelir. Yunus Peygamber’e dönerek ‘Eğer beni değirmene ortak edersen, çömlekten değirmenin boğazına buğdayın dökülmesini sağlarım’ der. Yunus Peygamber buna razı olmaz… Umudunu kesen şeytan çıkıp giderken Yunus Peygamber’e döner ve ‘Bir şartım daha var, eğer buğdayını eksik söyleyenin fazlasını -eksik söylediği miktarda buğdayını- bana verirsen buğdayı çömlekten değirmenin boğazına döktürürüm’ der. İşin içinde hile olduğu, şeytan da hileli işlerle uğraştığı için, Yunus Peygamber bu teklifi kabul eder. Bunun üzerine şeytan gelir, değirmen taşının üzerine çıkar, bir elini çömleğin üzerine, diğer elini dıştaki tahtanın üzerine, ayaklarını da değirmen taşının üzerine koyar. Şeytan bu durumda iken dönen değirmen taşı şeytanı, şeytan da çömleği titretir. Böylece, titreyen çömlekten değirmenin boğazına düzenli olarak buğday dökülmeye başlar. Ve dökülen buğday un olur. (Faik İnce MAKÜ İçimizdeki Değerler Sempozyumu )
Özburun’da değirmencilik çok eskiye roma devrine kadar dayansa da, bizce bilinen tarihi cumhuriyet döneminden bu tarafıdır. Cumhuriyet döneminden öncesi politik durumlar veya savaşlardan dolayı olsa gerek, Özburun’daki değirmenler hakkında hiçbir yazılmış eseri göremiyoruz. Bilgileri Kasabanın en yaşlıları canlı tarihlerden aldığımız bilgilerdir.
Özburun’da on iki değirmen yapılmıştır. Bunlardan on biri tamamen yıkılmış, Baş değirmen ve Burun değirmenin kalıntıları ve Kırı’ların değirmenin obanı hâlâ ayaktadır.
1-Kımılerin Değirmen: Kımılerin Afyonkarahisar civarından vergi memuru olarak bölgeye sık gelen Kımi’nin Babası, önce Akpınar köyünden çıkan suyu (Akpınar/Kaynaşık)ve akabinde değirmen yerini keşfeder ve bir değirmen yapmaya karar verir.
Sonra
Özburun’a gelir ve Akpınar köyünün altına Oğlu Abdil ile (kımi) Değirmeni kurar işletirler. Daha sonra Hacı Abdilin (KİMİ)’nin Hanefi ve Gazi(Deli Gazi) adında iki oğlu ve Kadir İncebacak’ın (İboğun Kadir)anası bir kızı olur. Hacı Abdilin vefatından sonra Değirmeni 13gün Hanefi Turhan,13gün Gazi Turhan ve 4günde Kadir İncebacak (İboğun Kadir)işletme hakkı ile çalıştırırlar. Değirmenin suyu haftada bir gün Akpınar’ın arazisinin sulanma ihtiyacı için kesilir. Bu günüde değirmenin taşının dişenmesi değerlendirilir.
Değirmenin son işletmesi Hacı Abdilin torunu Abdil Turhan yapmıştır. Nihayetinde Abdil Turhan’ın Almanya’ya işçi olarak gitmesinden sonra 1972-75’li yıllarında bölgede elektrikli değirmenlerin çıkması ve su kaynaklarının azalması, sebeblerinden dolayı değirmen kendi kaderine bırakılarak yıkılmıştır.
2-Akpınarlıların Değirmen: Kımilerin değirmenin alt karşısında (Kömür ocağı) yanında Akpınar köylülerinin kurup bir müddet işlettikten sonra bilinmeyen sebepten dolayı kendi kaderine bırakılıp yıkılan bir değirmendir.
3-Baş değirmen: Konya Ermenek ilçesinden Özburun’a gelen Hacı Osmanlı sülalesinin (Hacı Osman evi)Değirmen deresine, şimdiki Baş değirmenin olduğu yere konup yurt edindikten sonra oğulları ile kurduğu değirmendir. Sonra oğullarının varisleri Gır Süleyman, Gırmahmut, Kör Asım, Çomak ve Çullu oğlu gibi Hacı Osman evinin yıllık dönüşümlü ortaklıkla işlettikleri değirmendir. Su değirmenlerinin önemini kaybettiği 1970li yılların ortalarında yıkılmıştır.
4-Cılk oğlunun Değirmen:
Kırılar sülalesinden Mustafa Açıkgöz (Boz iri) işlettiği ve daha sonra Mustafa Açıkgöz’ün 1957 de Karaman’dan köy içine imece usulü ile su getirmek için kazdığı su kanalının üzerine göçmesi nedeniyle vefat etmesinden sonra çeşitli kişiler tarafından işletilmiştir. En son bilinen işletmecisi Gazi Odacı (Okka Gazi)dir. 1990yılların başına kadar işlemiş. Kırıların Arab’ın Gazinin bakımıyla 2000li yıllara kadar ayakta kalmış ve yıkılsa da obanı ayakta olan tek değirmendir.
5-Bayatlıların (kavaklı) değirmen: Sahibi Bayatlı Kabakçılar sülalesi olup, işletmesini kendilerinin ve daha sonra Özburunlu çeşitli kişilerin yaptığı değirmendir. Su değirmenlerinin önemini kaybettiği 1970li yılların ortalarında yıkılmıştır.
6-Mecidlerin değirmen: Bolvadinli mecidler sülalesinin kurduğu ve Bolvadinli Seydi Gümüş (Kör seydi)’nin işlettiği değirmendir. Seydi gümüş (Kör şeydi) daha sonra Özburun’a yerleşmiştir. Su değirmenlerinin önemini kaybettiği 1970li yılların ortalarında yıkılmıştır.
7-Neslioğlunun değirmen: Özburunun ağası Bolvadinli Neslioğlu’nun sahip olduğu değirmeni Nuri Aysay (Dönme Nuri) 25 yıl çalıştırmış, ondan sonra Ömer Akkoç (Goca omar)çalıştırmış, en son Mehmet Aker(Yüksel memed)in işlettiği değirmendir. Su değirmenlerinin önemini kaybettiği 1970li yılların sonlarında yıkılmıştır.
8-Çulluların Değirmen:
Gır Süleyman, Gırmahmut, Kör Asım, Çomak ve Çullu oğlu gibi Hacı Osman evinin yıllık dönüşümlü hisseli ortaklıkla işlettikleri değirmendir. Sonra ekseriyetle Çulcuoğlu’nun ve oğullarının ekseriyetle Çullu oğlunun Sarı(Tahsin Kızılaslan)ın ve en son Cafer Kızılaslan’ın (Çerkez)işlettiği değirmendir. Değirmen 2005 yılına kadar ömrünü sürdürse de sulama Barajının yapılması ile hükmünü kaybetmiş yıkılmıştır.
9-Şeyh Efendioğlu’nun değirmen: Dede mazaklarının alt tarafında, Bolvadinli Şeyh Efendinin sahibi olduğu ve Kazım Korkmaz(Cılının kazim)in uzun zaman işlettiği değirmendir. Su değirmenlerinin önemini kaybettiği 1970li yılların ortalarında yıkılmıştır.
10-Omarların değirmen: Dede mazaklarının alt tarafında, Omarlar sülalesinin değirmeni olup işletmesini en son bilinen Kadir Şener (Kötü Kadir) yapmıştır. 1960 yılların sonuna doğru yıkılmıştır.
11-Köyiçi değirmeni: En son Basri Hanlı satın alıp sahiplenmiş. İzzet Yılmaz (Böbü,) Ramazan Kızılkaya (tokur) ve Kadir Koç (Gıldolak)işletmiştir. 2000li yıllarında başına kadar ömrünü sürdürmüştür.
12-Aşağı değirmen: Nesli oğlunun sahibi olduğu ve Ömer Akkoç(Koca omar) ın ve Hakkı Kandemir (Topal Hakkı) nın işlettiği bir değirmendi. 1960yılların ortalarında hükmünü yitirmiş yıkılmıştır.
İnsanın yaşaması için ekmek, ekmek olması için tahıl, tahılın Un olması için değirmen ve değirmeninin çalışması için su lazımdır. Su da Özburun’da insanlık tarihinden bu yana mevcuttur.
Özburun’da Değirmenlere su getirmek önce toprak kanallardan gelirdi. su değirmenlerinin arkları, her yıl özenle bellenerek ayıklanırdı. Bu, oldukça meşakkatli bir işti. Sonra bu kanallar beton ark’a çevrilmiştir. Su getirmek meşakkatli bir dert olduğu için “Herkesin bir derdi va, değirmencininkide su” deyimi buradan çıkmıştır.
Bolvadin ve köyleri, çobanlar, İscehisar, Bayat, Emirdağ ve tüm köyleri ununu Özburun değirmenlerinde öğütürdü.
Nöbetçi halk buğday hasadını kaldırdıktan sonra senelik ailesine yetecek unluk buğdayını (kişi başı yaklaşık 5kile 150kg) ayırır. Ayrılan buğdaylar Çeşme hatıllarında veya akarsu yataklarındaki Yunak’larda özenle yıkanır. Hummalı bir çalışma ile çadır veya kilim hasır gibi sergilere serilir kurutulur. Kurutulan Buğdaylar nöbetçinin seçtikleri değirmene getirip nöbete koyarlardı. Bunlara nöbetçi denirdi.
Değirmende nöbetçilerin uyması gereken en önemli kural, değirmen sırasıydı. “Değirmene gelen nöbetine kail olur.” ve herkes bu kaideye uyar. Değirmende sıra beklemek sabır işidir. “Sabreden derviş muradına ermiş.” Veya “ Değirmenci değirmenin döndümü döne döne sıra bana geldimi”sözü belki de en çok su değirmenlerinde zikredilir.
Değirmenlerde buğday, mısır gibi tahıllardan un, bulgur, keşkek yarması, tuz ,Arpa, yulaf ve hayvan yemleri öğütülürdü.
Özburun’da Değirmenler çok ortaklı sülalelerin veya ağaların olduğu için işletmeciler yıllık kira sözleşmelerini ihale usulü ile artırarak kiralarlardı.
Değirmencinin hakkı öğütülen üründen verilir. Geleneğimiz de değirmenci hakkı da mübarek sayılır. Genelde değirmenci hakkı % 5-% 8 arasında değişir. Değirmen ölçekleri:
-32 kilo tahıla bir kile
-16kg’lık tahıla bir demir
-8kg’lık tahıla bir şinik
-4kg’lık tahıla bir timin
-2kg’lık tahıla bir kutu olarak ölçülürdü.
Öğütme sırasında ürün un olma safhasında yüzde yirmi fire verir. Örneğin, 1 kg buğdaydan 800 gr un elde edilir yani yaklaşık 200 gr kadarı öğütme sırasında yitirilir. Un olma safhasındaki ilk kaba una Yora denilirdi. İsteyen bunu toplar hayvanına yal yapardı.
Özburun’da değirmene ununu öğütmeye gelen nöbetçiler nöbet bekleme döneminde hayvanlarını nallatma, arabasını tamir, vesaire gibi Özburun’da yapması gereken işleri ve alışverişlerini Özburun’da yaparak zamanı değerlendirirlerdi. Nöbetçilerin değirmende buğdayları öğütülürken kendileri değirmenin dinlenme odasında, hayvanları da değirmenin çevresinde dinlenirlerdi. Çok renkli samimi sohbetler, dert alma dert dökme yeriydi değirmenler adeta. Hatta çevre köylerden değirmene gelip de bu vesileyle tanışıp evlenenler bile olurdu. Bazen parası olmayanlar değirmenciye değirmenci hakkı olarak yumurta, tavuk, kaz ya da ördek veya değirmencinin ihtiyacı olan başka şeylerden takas usulü ile de ödenebilirdi.
GAZI ÇAKMAK
GEÇMİŞTEN GELECEĞE ÖZBURUN KİTABINDAN