Start verildi. 14 Mayıs 2023 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve Millet Vekilliği seçimleri olacak. Ülkemiz için hayırlı olsun. Partilerde ve partililerde bir heyecan bir koşturmacadır sürüyor. Milletvekili Aday adayları bir taraftan siyasi partilere müracaatlarını yaparken diğer taraftan oy deposu olarak gördükleri kurum, kuruluş ve kişilerin kapılarını çalıyorlar.
1980 öncesi siyasi partilerde Milletvekili olacak kişileri partilerin delegeleri ön seçimle belirliyorlardı. Genellikle delegeler kimlerin sıralamaya girmesi ve kaçıncı sırada olması gerektiğine karar veriyorlardı. 80 sonrasında ise seçim ve siyasi partiler mevzuatında yapılan düzenleme ile Milletvekili olmaya kimin layık olup olmadığına parti başkanları karar verir oldular. Millet sandığa gittiğinde Parti başkanının belirlediği kişiye oyunu atmak zorunda bırakılıyor ve buna da demokratik seçim yaptık diye övünüyoruz. Seçim yasalarına uygun ama demokrasinin özüne uygun mudur burası meçhul.
Bir siyasi parti başkanı düşünün ( A partisi B partisi fark etmiyor) yürütmeyi kendi yapıyor, yasaları çıkaracak yasama organına kimlerin seçileceğine kendi karar veriyor, yürütmeyi ve yasamayı denetleyecek, yargılayacak organları kendi belirliyor, kısacası tek başına yürütme, yasama ve denetleme işini yapıyor ve bunun adına demokratik sistem deniliyor.
Bizler bu garip Ortadoğu ya özgü bir yönetim sistemine cafcaflı isimler takabiliriz kendimizi demokrasi ile yönetildiğimize de ikna edebiliriz ama dünyada demokrasi ile yönetilen hangi ülkede kimi inandırırız.
Birkaç gün içinde Milletvekili adayları ve sırlaması partiler tarafından ilan edilecek. Bence sonuç parti başkanlığınca aylar öncesinde belirlenmişti. Yapılanlar seremoniden öte bir şey değil. Sonuçta listeler açıklanacak vatandaş ise önüne konulan listeye noter gibi evet mührünü basacak. Seçim döneminde bir oy alabilmek için vatandaşın kapısını aşındıran vekil adayı mazbatayı aldıktan sonra karşımıza bambaşka biri olarak çıkacak yanına yöresine yaklaşmak ne mümkün.
Kendi kendimizi kandırmaktan vazgeçelim. Gerçek çoğulcu demokrasiyi tesis edelim. Seçim kanunu, siyasi partiler kanunu vatandaşın iradesini özgürce ifade edip sandığa dolayısıyla TBMM yansıta bildiği demokratik hale getirelim.
Bütün problemlerimizin sorunlarımızın temelinde kendini vazgeçilmez sanan, hasbelkader yönetimi eline geçiren, icazetli kişilerin keyfi yönetim anlayışı yatmaktadır.
Oy kullanan vatandaşlar olarak bizim önümüze konulan bizim irademizi ve isteğimizi yansıtmayan bizleri temsil etmeye layık bulmadığımız listeyi reddedelim. Gerçek demokrasiyi tesis edene kadar tek adam sultasını bize dayatan partileri protesto edelim.
Güçlü, muktedir muhteşem Türkiye kurmak için özgürlükçü Millet iradesinin tam yansıdığı demokrasinin tesisi için mücadele edilmelidir.
Devlet; İnsan hak ve hürriyetlerine dayalı hukuk devleti olmalı. Milli iradenin önündeki engellerin kaldırıldığı gerçek demokrasiye geçilmeli. Din düşmanlığı gibi din istismarının da bittiği laiklik kabul edilmeli. Herkesin sosyal adalet şemsiyesine alındığı Kerim Devlet kurulmalı. Bilim hikmet ve erdemle donatılan, sorun üretmeyen çözüm üreten Bilge Devlet ve Bilim Toplumu yetiştirilmeli. İslam aydınlanmasından istifade edilmelidir.
Büyüyen, gelişen zengin mutlu muktedir ve insanlığın yeni barış medeniyetini inşa edecek ekipler desteklenmeli oy gibi kutsal olan emanet bunlara teslim edilmeli.
Güzel düşünelim, güzel yapalım, geleceğimiz güzel olsun. Hoşça kalın Sağlıcakla kalın.