Adli tatilin sona ermesi ile birlikte adalet saraylarında hareketlilik başladı. Adalet dağıtıcıları kendilerini bekleyen iş yükünü omuzlayacaklar. Her şeye rağmen inşallah adaletli kararların verildiği bir adli yıl olur. Bu temennimiz ile birlikte söylemek istediğimiz bazı hususları siz okuyucularımızla paylaşalım. Hâkimler davranış ve kararlarında tarafgir değil adil olmak zorundadırlar. Çünkü her hangi bir ayrımcılık yapma veya ayrıcalık tanıma hâli adaletin ortadan kalkmasına sebep olur. Adalet makamları önünde kişileri eşit görme ve onlara eşit muamele etme bir yargıç için esas anlayış olmalıdır. Yargıç sadece adalet namına hareket etmeli tüm harici tesirlere kendisini kapatmalıdır. Kişinin en küçük bir hukukunun dâhi zayi olmaması için büyük bir dikkat ve ciddi bir hassasiyet göstermelidir. Anayasa Mahkemesi Başkanı Prf.Dr. Zühtü Arslan’ın bu hususa şöyle dikkat çekmektedir; “Adalet gerçekleştirilmesi kolay olmayan bir erdemdir. Tam da bu nedenle en üstün erdem olan adalet, bir retorik değil pratik meselesidir. Başka bir ifadeyle adaletin konuşulmasından ziyade uygulanması ve uygulandığının da görülmesi gerekir. Adaletin tecelli ettiğinin görülmesi, devlete özellikle de adalet dağıtmakla görevli olan yargıya inancı ve güveni tahkim edecektir.” Sayın Başkanında söylediği gibi pratiğe dönüşmemiş bir adaletten kimse faydalanamaz. En güzel sözlerle de adaleti anlatsanız bir önemi yoktur. Önemli olan adaletin sağlandığını görebilmek ve bu sayede adalete olan güvencini yitirmemektir. Yargıya karşı kaybedilen inanç ve güven tekrardan yerine konulması zor olan bir hâdisedir. Bu adli yıl hepimizin adalete duyduğu saygıyı ve inancı tekrar kazanmamıza sebep olsun. Yoksa adli yıl açılışlarında ki renkli konuşmaların vatandaş için bir önemi yoktur.