Ülkemizde yüksek öğrenim mezunlarının sayısı artarken kitap okuma oranın düşmesi ilginç bir durum. Normalde eğitim ve mezuniyet seviyesi arttıkça kitap okuma oranının da artması gerekir. Demek ki yüksek öğretimde eğitim görmek ile kitap okumak arasında doğrudan bir bağlantı yok. Kitap okuma ve okutma ayrıca bir eğitim olarak ele alınmalı ve teşvik edilmelidir. Yapılan eğitim ve öğretim müfredat çalışmalarında kitap okuma ve okutma hususunun özel olarak çalışması gerekmektedir. Malumunuz üzere her geçen gün gazete bayileri azalmakta ve gazete satışından vazgeçilmektedir. Eskilerin bir ekmek ve bir gazete aldığı günlerden kimsenin gazeteye bakmadığı günlere geldik. Çünkü okumak ve ekmek arasındaki birbirini destekleyen ve kontrol eden bağlantıyı unuttuk. Ancak okuyan bir toplum ekmeğini nasıl kazanacağını ve ekmeğini nasıl koruyacağını bilir. Ekmeğini çaldırmamayı ve ekmeğinin hakkını gözetmeyi öğrenir. Sadece ekmeği düşünen bir toplum ise her an onu kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Okumamak fikir üretememeye sebep olur. Fikir üretemeyenler ise kendini yenileyemez. Kopya ve taklide alışır. Kafalar bilgiden yoksun kaldıkça insanlar kendini giyim-kuşamla ispatlama yönetimine başvurur. Bunun ise tüketimden başka bir şeye katkısı yoktur. Üretmek için okumaktan başka çare bulunamaz. Toplumun bir gazeteyi bile okumaktan çekindiği bir yerde cehaleti yenmek mümkün değildir.