Devletin ne olduğu iki kelime ile söylenecek olursa; Devlet insan için kurulmuş bir sistem ve mekanizmadır. Bütün çarkları insan için dönen bir fabrikadır. Annenin şefkatini ve babanın himayesini taşır. Vatandaş denilen kavram devlet ve insanın arasındaki özel ve samimi bir bağı ifade eder. Devletin varlık sebebi olan vatandaş her zaman devletinden en iyisini ve en güzelini ister. Devlet ise bunu yapmakla mükelleftir. Özellikle vatandaş, en zor zamanlarında devletini görmeyi ve ona sığınmayı arzular. Görüp fark edemez ise itiraz eder hatta feryat eder. Aslında bu itiraz devletin kurumsal yapısına değil eksik ve aksayan yönlerinedir. Eğer bu ayrım yapılamaz ve bu ayrıntı fark edilemez ise sorunlar ortaya çıkar. 17 Ağustos Düzce depreminden sonra gazeteler başta olmak üzere basın yayın organları devletin kurumsal yapısına karşı büyük bir hücuma geçmişlerdir. Atılan manşetler enkazdan daha ağır olmuştur. Bu nedenle dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel mecliste bir açıklama ve konuşma yapmıştır. “Deprem, birçok eksiğimizi ortaya çıkarmıştır; doğrudur. Depremden, çok şey öğrenilecektir; o da doğrudur. Bunlar eleştirilmelidir; tamam. Fakat duygusallığa kapılarak, devleti kurum olarak eleştirmek ve kötülemek yanlıştır; kurum olarak devleti zaafa uğratacak, tahrip edecek veya devlete olan inancı geniş çapta azaltacak kötülemeler yanlış olmuştur. Eleştiri, hata kimdeyse, hata neyse, o ortaya konularak yapılmalıydı. Eleştiriye bir itirazımız yok; ama bir kişinin, kişilerin, bir kurumun veya kurumların, birtakım kişilerin kusurlarını, hatalarını, vazgeçemeyeceğimiz devlet kavramının üstüne -devletten vazgeçemeyiz- yığarak, onu kötülemenin anlamı yoktur. Değerli milletvekilleri, hadiseler ne kadar vahim olursa olsun, kendimize, devletimize ve geleceğimize olan güven ve ümidi koruyamazsak, kimseye değil, bizzat kendimize kötülük yapmış oluruz.” İşte 2023 yılında yeniden yaşadığımız on ilimizi etkileyen depremde de organizasyon ve koordinasyon eksiliği, afete erken müdahale eksikliği, depreme yeterli düzeyde hazır olmayışımız, depremde yıkılan birçok yeni yapının nasıl denetlendiği ve o yapılara nasıl ruhsat verildiği gibi konular elbette konuşulacaktır Bu eleştirilere kimse itiraz edemez. Fakat sahibi biz olduğumuz devletin kurumsal yapısını, devlet karekterini ve devlet oluşunu rencide etmeye çalışmak doğru olmayacaktır.