Engizisyon mahkemeleri Orta Çağ karanlığının zulüm merkezleridir. Tamamen keyfiliğin esas olduğu bu mahkemeler kendi halkını çeşitli gerekçelerle yargılıyor ve neticesinde ise işkencelere tâbi tutuyordu. Hayvanlara bile işkence edildiği bu yerlerde tamamen insanlık dışı işler oluyor ve masumlar yok ediliyordu. Engizisyonlar mahkeme görünümünde olan birer zulüm merkezleriydi. Engizisyon zulümleri sebebiyle Yahudiler İspanya’yı terk etmek zorunda kalmıştı. Yüzyıllar sonra ise İsrail adlı devlet denilemeyecek bir yapı aynı engizisyon anlayışı ile masum insanları yok ediyor. Şu zamanın medeni engizisyonu ise müthiş ve dehşetli bir şekilde bu yapıyı destekliyor. İsrail, engizisyonane taassubu ile materyalist dinsizliği de arkasına alarak öldürmeye devam ediyor. Hürriyetperver maskesini takan Amerika ve İngiltere bu şımarık çocuğunu kesintisiz olarak destekliyor. Bu asırda hâlâ vahşiyane ve zalimane engizisyon kanunu ile hareket eden İsrail, insanlığın önünde en büyük tehlike olarak duruyor. İsrail’in tek tanıdığı ve uyguladığı engizisyon kanunlarıdır. Onun dışında “sözde medeni dünyanın inşa ettiği” hiçbir uluslararası kurum ve kuruluşu tanımamaktadır. “Ben bu zamanın engizisyonuyum” anlayışı ile karşısında kendisini sınırlandırmak isteyen hiçbir otoriteyi kabul etmemektedir. Engizisyonların en ağır cezalarından birisi de ateşte yakma cezasıdır. Bugünde İsrail masum çocukları çadır içerisinde uyurken yakmaktadır. Engizisyon işkencelerini medeni dünyanın gözü önünde fiilen uygulamaktadır.