Bir milletin ümitsizliğe kapılması o milletin gelişmesinin önünde ki birinci ve en büyük engeldir. Ümitsiz olmak, ümitsiz hareket etmek, ümitsizliği kabullenmek hamiyetsizliğe ve gayretsizliğe sevk eder.
Hamiyetini yitirmiş milletlerin hali ortadır. Başkasının yapabileceği şeyleri konuşup durmayı bırakalım. Kendi yapabileceklerimiz nelerdir önce onlara bakalım. Sadece yapabileceklerini yapmak kişinin kendi hamiyeti için yeterlidir. Ama yapabileceklerini bile yapmamak ise yine kişiye hamiyetsizlik olarak yeter.
Şunu bilelim ki çabuk yeise(ümitsizliğe) inkilap eden hamiyet hamiyet değildir. Hamiyet, şiddetli engellere karşı yine şiddetle sabır ve kararlılık göstermektir.
Hamiyetimizi kıran ümitsizlik ve tembellikten kurtulmak için önce bizi ümitsizliğe ve tembelliğe sevk eden unsurlar nelerdir onları görmek gerektir.
Kabahatten kurtulmak öncelikle kabahatini görmekle başlar. Bence kabahatimiz her şeyi olduğu kadar kabullenişimizdir. Gerekli çalışmayı gösterdikten sonra sonucuna rıza göstermek kanaattir. Fakat gerekli çalışmayı yapmadan mevcutla yetinmek himmetsizliktir.
Kanaat ve himmetsizlik karıştırılmamalıdır. Daha iyi bir demokrasi, daha çok hürriyet ve insan hakları, daha gelişmiş yaşam şartları istemek hamiyetin bir gerekliliğidir. Hamiyet ehli için şimdi daha çok hamiyet gösterme zamanıdır.