Demokrasinin varlığının en temel göstergelerinden birisi de muhalifleri ve muhalefetleri içinde bulundurabilmesidir. Her şeyin ve herkesin tek kalıp yapılmaya çalışılması demokrasilere ait bir usul ve yöntem değildir. Demokrasiler, asayişe ilişmediği sürece hiçbir fikri ve dünya görüşünü yok saymaz. Adalet kanunları dışında kimse meşru işlerinde sınırlandırılmaz. Şahane bir hürriyet vardır. Fikirler özgürce söylenebilir. Kimse düşüncesinden dolayı cezalandırılmaz. Kimseye niye böyle düşünüyorsun diye hesap sorulmaz. Dünyanın her yerinde muhalifler bulunur. Ancak demokrasinin bulunmadığı veya tam manasıyla benimsenmediği yerlerde muhalifler susturulmaya hatta bazen yok edilmeye çalışılır. Tam bir demokrasiye geçmiş ve demokrasi ilkelerini benimsemiş ülke idarelerinde ise muhalefetin hakları korunur. Fikri muhalefetlerinden istifade edilir. Eksik noktalarımızı tespit etmemize yardımcı oluyor diyerek gerektiğinde teşekkür edilir. Muhalefet demokrasilerin olmazsa olmaz bir denge unsurudur. Şerif Mardin muhalefetin demokrasilerde ki önemine yıllar önce 1966 yılında dikkat çekmiştir. “Türkiye’de sürekli muhalefetin boğazının sıkılmasının yol açtığı en önemli kayıp sosyal ve iktisadi yaratıcılığın engellenmesi olmuştur…” (Türk Modernleşmesi, İletişim Yay. s. 177) Değerli Hocamızın da ifade ettiği gibi yıllar geçse de ülkemizde muhaliflerin ve muhalefetin boğazı sıkılmaya devam etmektedir. Bu durum ise sosyal ve iktisadi gelişmemizin önüne set olmuştur. Bugün neden beyin göçü veriyoruz ve ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz sorusunun cevabı burada yatmaktadır. Önemli olan soruyu ve cevabı iyi niyetle doğru okuyabilmektir. Çünkü bu memleketimiz için lazım ve geleceğimiz için elzem bir konudur.