Siyaset toplumları aşağıdan yukarıya her şeyin siyasetle şekillendiği toplumlardır. Toplumun ana gündem maddesi günlük siyasi hadiselerdir. Bilgi üretmek, teknoloji üretmek, düşünce ve fikir üretmek gibi emek veren işler arka plandadır. Siyasi gelişmeler saatlerce yorumlanır ve konuşulur. Siyasi tarafgirlik topluma o kadar hâkim olmuştur ki arkadaşlık ve dostluklar bile aynı siyasi görüştekiler arasında kurulur. Benden olan ve benden olmayanlar diyerek insanlar ikiye ayrılır. Kendinden olanlar her türlü menfaatlerle korunurken kendinden olmadığı düşünülenler ise en yakın durakta indirilir. Bir kişinin bilgi birikimi ve iş tecrübesi değil siyasi sadakati nazara alınır. Şeytanı melek, meleği ise şeytan gösteren yorumlamalarla haksızlıklar yapılır. Siyaset toplumları rahat toplumlar değildir. Anlık gelişen siyasi hadiselerle toplumsal değişimler yaşanır. Siyasetin tayin ettiği fikirler doğruluk ve yanlışlığına bakılmadan kuvvetlice savunulur. Bu nedenle siyasi hareketlilik toplumun gündelik hayatının da belirleyici unsurudur. Siyaset toplumlarına karşın bilgi toplumları ise siyaseti sadece bir kamu görevi olarak görür. Sıradan bir kamu görevi ile siyasetin farkı yoktur. Siyaset toplum için belirleyici bir unsur değildir. Marjinal olarak nitelendirilebilecek az bir kesimin dışında siyasetin tarafgir fedaileri o toplumlarda yoktur. Siyaset ayrı bir meslek olarak görülür ve o meslek ehline bırakılır. Yanlış anlaşılmasın bilgi toplumları siyasete karşı duyarsız değildir. Sadece herkesin kendi işini yapmasını ve kendi işini konuşmasını ister. Bu nedenle siyaset kurumundan en çok verim alan bilgi toplumlarıdır. Fikir ve teknoloji üretimi en öncelikli meseledir. Üretmek ve gelişmek için işinin en iyisi olmak kabul görür. İşin ehli olmayanların hak etmediği yerlere gelmesi mümkün değildir. Bu konuyu daha da yazabiliriz ama şimdilik geri kalanını sizin zihninize havale ediyoruz.