Ferdi Tayfur ne güzel söylemiş: ”Ben bu garip yeryüzünde, garibansam suç benim mi? Gece gündüz dertli dertli geziyorsam suç benim mi? Olmadı hiç anlayanım, olmadı hiç arayanım, ölsem olmaz ağlayanım, kimsesizsem suç benim mi? Değerli dostlar ekonomi bozuksa, enflasyon tavan yapıyorsa, geçim sıkıntısı sokağa şiddet olarak yansıyorsa, adalet sistemi alarm veriyorsa, kadınlar mağdur ve hayvanlar mazlumsa suç bizim mi? Vergilerimizi eksiksiz ödediğimiz hâlde yeni bir vergi daha sırtımıza bindiriliyorsa, kirada oturmak bile artık lüks oluyorsa, sağlıkta masum çocuklar para için öldürülüyor, eğitimde öğrenciye bir öğün yemek verilemiyorsa suç bizim mi? Güvenilen siyasiler saf değiştiriyor, arkasından gidilenler yarı yolda bırakıyor, adam gibi adam dediklerimiz boş çıkıyorsa suç bizim mi? Cevap alamadığımız bu soruları uzatabiliriz. Demokrasi, idare edenlere soru sormayı ve cevap almayı gerektirirken, yaşadığımız demokrasi eksiliği artık kendi kendimizle konuşmamıza sebep oluyor. Önemli vitaminlerin eksiliği sağlımızı bozduğu gibi demokrasi eksikliği de doğrudan tüm bünyemizi sarsıyor. Bazen de aklımızla oynuyor. Kendi kendine konuşan artık “deli” değil “vatandaş” diyorlar. Ey! Aziz milletim ve kıymetli halkım. Yoksa gerçekten suç bizim mi? Belki de büyük bir parçası bizim. Siz ne dersiniz?