BİR YANDA SU ŞİŞELERİNİN HAVA UÇUŞTUĞU CHP KONGRESİ
DİĞER YANDA TESPİH GİBİ DİZİLEN MHP KONGRESİ
Uzun bir aradan sonra TEKRAR birlikteyiz. Afyonkarahisar’da gündem bir hayli yoğun. Geçtiğimiz hafta CHP’nin merkez ilçe kongresi adeta meydan muharebelerini aratmayan cinstendi. Türkiye gündemine düşen bu olay öncelikle neden yaşandı şöyle bir özetleyelim. Biliyorsunuz Afyonkarahisar’da CHP tam anlamıyla 2’ye hatta 3’e bölünmüş vaziyette. Durum böyle olunca delegesi çok olan borusunu öttürmeye çalışıyor. Durum böyle olunca Yalçın Görgöz ve destekçileri Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin’i kongreye divan başkanı olarak davet ettiler. Bunun üzerine bunu duyan Burcu Köksal ‘Afyon’da adam mı kalmadı?’ diyerek bu duruma tepki gösterdi. Kastamonu’dan daha Afyon’a gelmeden Erbilgin Burcu Köksal’ı arayarak “Sayın Grup Başkan vekilimiz sizi Afyon’dan kazıyacağız” diyerek meydan okumuş.
Tabi ki Burcu Köksal bunun altında kalmamak için kongreye gelerek Erbil’i divan başkanı yapmamak için açtı ağzını yumdu gözünü. Daha kongre salonunun dışında başlayan arbede Köksal’ın “Hadi bakalım beni Afyon’dan kazıyacakmışsın, kazıda görelim” diyerek salonu girdi. Ve kongre salonu tamda ikiye bölündü. Biryanda ‘hırsız dışarı’ sloganı, diğer yanda ‘Burcu dışarı’ sloganı. Derken Burcu Köksal’ın bayılmasıyla salon adeta birbirine girdi. Daha kongreye başlayamadan divan başkanlığı için oylama yapıldı ve delegelerin delege kartları toplanarak sayım yapıldı. CHP İl Başkanı Yusuf Onur Seçme ve Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin arasındaki divan başkanlığı yarışını Erbilgin kazanarak kürsüye çıktı. Çıktı çıkmasına ancak kafasına da su şişesini yedi. Ve o andan itibaren salonda tansiyon bir türlü düşmedi.
Burada bazı hatırı sayılır CHP’li büyükler “Biz okumuş aydın insanların olduğu partiyiz. Bizim partimize böylesi çirkin olaylar yakışmadı. Rezil olduk sakinleşin” dese de hiç kimse sakinleşmedi.
Bizde etkili ve etik habercilik gereği Türkeli Gazetesi olarak bu ‘hırsız dışarı’ sloganının sebebini araştırmaya koyulduk. Ama aslında olay çokta netti. Erbilgin’in eşinin iban numarasını vererek Kastamonu’daki sel felaketinde ve genel seçimlerde para topladığı iddia ediliyor ve bu yüzden hırsız yaftası yüzüne vuruluyordu. Bu ne kadar doğru ne kadar yalan burasını biz bilemeyiz. Ama iddia bu şekilde.
Sayın Erbilgin Cuma günü beni arayarak “Türkiye’de ‘Hırsız kim’ başlığı ile bu olayı araştıran tek gazete sizsiniz. Bunu size kim söyledi ve ses kaydınız var mı?” demesi üzerine bizim elimizde bir ses kaydının olmadığını söyledik. Hoş olsa da bizim bu kaydı verme mecburiyetimiz zaten bulunmuyor. Ama Erbilgin kaydımız yok dememize rağmen iddiada bulunan kişiyi tekrar arayıp ses kaydını almamızı ve kendisine vermemizi istedi. Gerçekten böyle bir şey olabilir mi? Biz gazeteciyiz kimsenin kayıtçısı yada kasetçisi değiliz. Ancak sanıyorum bazı illerde işler böyle yürüyor.
Bırakın bu kayıt kürek işlerini de asıl gerçek gündeme odaklanın sayın ana muhalefet partisinin il başkanı.
Şimdi gelelim MHP’nin il kongresine. Kongreye AK Parti ve MHP’nin il ve ilçe başkanları, STK temsilcileri ve partililer katılmış. Tabi ki salona girdiğimizde geçen hafta ile bu haftayı kıyaslama gereği hissettik. Geçen hafta yerinde duramayan, su şişelerinin havada uçuştuğu, sloganların ve hakaretlerin yarıştığı bir CHP kongresi, bu hafta ise hani tespih gibi dizilmiş deriz ya tamda bu şekilde tekbir düzen ve nizamla oturan çıt çıkarmayan MHP’liler. Salonda sinek vızıldasa duyulacak şekilde kongre bitinceye kadar konuşmacıların dışında hiç kimse sesini çıkarmadı. Sırası gelen konuşmasını yaptı, alkışlandı ve yerine oturdu.
Artık değerlendirmeyi ve yorumu siz değerli okurlarımıza bırakıyorum.
Kurtuluş mücadelesinin verildiği Afyonkarahisar’da Atatürk büyük taarruz meşalesini yakmış ve düşmanı İzmir’de denize dökmüş. Peki, İzmir CHP’ye bu kadar sahip çıkarken Afyon neden bize sahip çıkmıyor diyen CHP’liler aslında sorunun cevabı çok basit… Afyon’da sağ cenah ve sol cenah arasında farkta bu olsa gerek. Kol kırılır yen içinde kalır. Her ne kadarda parti içi çatışmalar, rekabetler olsa da seçim dönemleri halkın karşısına çıkıp oy istiyorsunuz. Oy isterken de insanlar önce sizi şahsınızda bir değerlendirmeye tabi tutuyor. Böylesi onca koca koca laflar ettiğiniz, birbirinize su şişesi fırlattığınız insanlarla nasıl kol kola girip “ey halkım bize oy verin” diyebileceksiniz.
Şimdi bazı CHP’liler bu tabloyu olumluda yorumluyor ve bu tür olayların demokrasinin bir gereği olduğunu, CHP’de halen daha mücadele ruhunun var olduğunu gösterdiğini ileri sürüyorlar. Allah aşkına birbirinize hırsız demenin, su şişesi fırlatmanın nesi demokrasi?