BATAKLIK KURUR MU? SURİYE -2-
Gerçek emperyalizmin beyni olan Siyonizm, kendisi dışındaki bütün ülkelerin sürekli problem içinde olmasını bekler. Hedef ülkelerde sorun yoksa sorun çıkarır.
Bunu yaparken de kimi zaman demokrasi, kimi zaman özgürlük, kimi zaman hürriyet, kimi zaman zenginlik, refah vb. maskeleri işi bitene dek kullanır.
1970'li yıllardan neredeyse günümüze kadar, ABD derin devletinin ve de Siyonizmin yol gösterici akıl hocası Henry Kissinger olmuştur.
2011 ikiz kule saldırılarıyla büyük haçlı seferinin startı verilmiştir. İslam alemine karşı yürütülecek haçlı savaşında yani BOP projesinde Türkiye' nin taşeron gibi kullanılması, düşünen beyinleri hisseden kalpleri zonklatıyor.
ABD, AB, İngiltere, NATO, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, İMF, Dünya Sağlık Örgütü gibi birçok kuruluş, görünüşte İsrail için ama gerçekte siyonizm için çalışmaktadır. Siyonizmin son dönem akıl danesi meşhur Kissinger' in bir cümlelik açıklamasını çok iyi okumak gerekirdi. Açıklama şöyle: " 11 Eylül sonrasındaki yeni strateji; savaşma savaştır. Bu savaş Müslümanlarla Hristiyanların değil, Müslümanlarla Müslümanların savaşı olacaktır." Uyanış 15. Say, Kasım 2014 Shf. 8.
Bundan sonradır ki Fas'tan İran'a kadarki 22 ülkenin yöneticileri, haritaları, rejimleri değiştirilmeye çalışılmıştır. Kimisinde turuncu devrim, kimisinde Arap baharı gibi kulağa hoş gelen sloganlarla pek çok ülkenin anası ağlatılmıştır. İsrail' in güvenliği için sorun olabilecek ülkeler bir bir bertaraf edilmiş, edilemeyenler de türlü sorunlarla baş başa bırakılarak etkisizleştirilmiştir.
Böl, parçala yut stratejisiyle Arap yarımadası ve körfez bölgesinde kontrolü kendilerinde olmak üzere pek çok devletçiklerin olması, Sudan'ın, Libya'nın, Irak' ın bölünmesini başka türlü nasıl izah edersiniz?
Bölgede direnebilecek İran, Gazze, Lübnan, Suriye saldırılarıyla, Hamas ve Hizbullah lider ve yöneticilerinin suikastlar sonucu etkisizleştirilmeyle karşı karşıya kaldı. Yani, İran' da pençeleri sökülmüş şahine döndürüldü. Tıpkı Mısır' ın etkisizleştirilmesi gibi.
Türkiye'nin de buruk bir şekilde yüzüne gülünmektedir. Irak'ta toprak bütünlüğüne saygılıyız diye duralım üçe bölündü. Suriye’de de toprak bütünlüğü diye diye üçe bölüneceğe benziyor. Demek ki bizden başkaları sözünü tutmuyor. Öyleyse oyun kuranların oyuncağı olmaktan kurtulup bir an önce oyun kurucu olmamız gerekiyor. Bize yakışan budur.
Geçmişte Özal'ın bir koyup üç alacağız dediği Irak siyasetinden bir nebze ders almışa benzemiyoruz. Umarız ders alırız da aynı olay Suriye'de tarih tekerrür etmez. Böyle bir tuzağın var olabileceğini 90'lı yıllarda MİT' te başkanlık yapmış rahmetli Mahir Kaynak, bakın nasıl haber veriyor: "ABD ve Rusya bizi sevdikleri için değil ama (kendi çıkarları gereği) Türkiye'yi büyüteceklerdir. Bu büyüyerek küçülmektir.” Dr. Kadir Çetin. Adil devlet aklı, basiret ve feraseti gerektirir. Yıllar önce Türkmeneli' nde bir devletin çalışması yapılsaydı bugün biz oyun kurucu pozisyonunda olurduk. Suriye bataklığı kolay kuruyacağa benzemiyor. Şu anki durum Suriyeliler için diktatörlükten kurtuluş adına sevinç kaynağı olabilir ama bizim için düşünme, hesap etme, oyun kurucu olmak için fırsata döndürülmedikçe yanlış olur.
T.C. Mahkemelerinin hakkında idam cezası verdiği ama 25 yıldır özel donanımlı bir adada beslediğimiz, binlerce şehit ve gazimizin, onların yakınlarının ahını alan bebek katili Apo' ya hem terörist başı demek hem de onunla pazarlığa kalkışmak, bunun teklifini yapmak tek kelimeyle talihsizliktir.
İktidarıyla muhalefetiyle bütün siyasiler kibir gibi büyük bir günahın panzehiri olan utanma duygusunu yitirmeden, yalanın, iftiranın hırsızlıkların pişkinlik ve arsızlıkların cenderesinden kurtulmayı seçmeliler.
Diğer türlü Suriye' de olan bitenlere ABD ve İsrail sevinirken biz de onlarla sevinir duruma düşüp tuzağa yakalanmış oluruz. Misak-Milli hedefimiz Türkmeneli Cumhuriyeti oyun kuruculuğumuzun uğraş alanı olursa Kudüs, Mekke, Medine İstanbul, Kıbrıs emniyette olur, dünya huzur bulur.
Türkiye'nin öncülüğünde bataklığın, ova haline gelmesini dileriz.
Himmet KASAL