Adaylar arasında en uygun olanını seçmeye seçim diyoruz. 4 ya da 5 yılda bir yenilenen seçimlerde iktidar olan siyaset anlayışı ile iktidar olmak isteyen muhalefet anlayışları çekişirler. Vatandaşların büyük kısmı, seçim kampanyaları sırasında hangi siyasilerin daha iyi hizmet edeceğinden fazla, propagandasını daha fazla yapandan yana tavır gösterir. Güçlü görünenin yanında yer almak haklı görünenin yanında yer almaktan daha kolayına gelir. Yanlış tercihler, onlarca yılın hesabına sebep olsa da bir saniyenin dahi geri alınamadığı dünyada olan olmuştur.
Siyaseti ibadetin ikiz kardeşi gibi gören anlayışları tercih edebilenlere ne mutlu. Siyaset bizi ileri ülkeler arasına ulaştırabildiyse başarılıdır.
Siyasi partilerin hizmet yarışı yerine mevki makam elde etme, eş dost, yaren kollama anlayışına kapıldıklarında yerimizde sayarız. Bizden çok daha sonra kalkınma yarışına giren ülkelerin bizi fersah fersah geçtiğini gördüğümüzden ders almazsak, sınıfta kalmaya devam ederiz.
Siyaset, ülkemizde paralıdır ve kimileri için rant kapısıdır. Öyle ki en basit gibi görünen muhtar seçimlerinde bile adaylar 4-5 yılda alacakları maaşın iki-üç katı masraf etmeyi göze alabilmektedir. Belediye başkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde adayların harcamaları da hakeza kazanacakları maaş ve gelirlerin üç beş katına varabilmektedir. Bu şekilde seçilen başkan, muhtar ya da milletvekillerinin seçilir seçilmez yaptıkları masrafları çıkarmaya yeltenecekleri aşikâr olmuştur.
Asgari ücretin 10 katını bulan milletvekili maaşının, asgari ücretin 4 katını geçemeyeceğini ilan ettiğinizde on binlerce olan talebin binlere düşeceğini görmek lazım.
Siyasi partilere hazineden yardım hiçbir şekilde yapılmamalıdır.
Siyasi partileri destekleyerek işbaşına getiren çevreler, iktidara getirdikleri siyasetçilerden meşru veya gayrimeşru taleplerde bulunmuşlardır. Öyle ki ülkemizde medya kuruluşlarının patronları kendilerini ziyarete gelen başbakanları pijamalarıyla karşılamaktan çekinmediği dönemler olmuştur.
İleri, mutlu, güçlü Türkiye yani MUHTEŞEM TÜRKİYE hedefini tercih etmeyen siyasetçiler, kısa bir zaman sonra sizden kendilerini seçmenizi isteyecekler. Yeniden ve tekraren hataya düşüp pişman olmamak için iyi düşün, araştır ve bilinçli seçmen ol.
Binlerce yıllık şanlı geçmişi olan milletimizin en çok itimat ettiği ordumuzun, siyasetçilerin yetersiz davranışları ve kifayetsiz öngörüleri dolayısıyla zayıflatılmaya çalışıldığını yaşadık. Ordu, milletimizin üniforma giymiş haliyken 28 Şubat’ta yapılan tezgâhla milletin dinine karşıymış gibi algılattırılmaya çalışıldığına şahit olundu. Nitekim o dönem medyasında şöyle manşet atılabilmişti; “FATİH CAMİİ BOMBALANACAKTI”. Yazıklar olsun milletinin emrindeki ordumuzu dindar karşıtı gösterenlere.
Yakın tarihimizde tertiplenen Balyoz, Ergenekon gibi kumpaslarla ordumuz yıpratılmaya çalışılmıştır. Bu sinsi kumpaslar siyasi iktidarların gözleri önünde cereyan etmiştir. O dönemdeki Genel Kurmay Başkanımız Orgeneral İlker BAŞBUĞ terör örgütü üyeliğinden 26-27 ay cezaevinde kalmıştır.
15 Temmuz hain darbe girişimi de uzun zaman içerisinde ordumuza sızdırılan bir takım bedbahtların gözbebeğimiz ordumuzu yıpratmaya yönelik eylemidir. Siyasetçiler göz yummasa bütün kurum ve kuruluşlarla ordumuza bu sızmalar olabilir miydi?
1991’de çekiç gücün Kuzey Irak’a konuşlanması gibi 2003’te İkinci Körfez Savaşı, BOP projesi çerçevesinde, daha sonrasında da Suriye’nin kuzeyine koalisyon güçlerinin ve Rusya’nın çöreklenmesinde de siyasetçilerin payı çoktur.
Irak’da, İran’da, Suriye’de bizim komşumuzdur. Komşularımızla olan münasebetlerimizi aramızda düzenleyebilecekken 10 bin km öteden gelen ülkelerin bölgeye müdahalesi hangi mantıkla izah edilecek?
Biz Türk Milleti olarak yurdumuzla da ordumuzla da gurur duyarız. Ordumuza da yurdumuza da musallat olacaklara dün olduğu gibi bugün de yarın da aman vermeyiz. Seçimler yaklaşırken şuurlu, bilinçli, sorgulayan seçmenlerin artması gerekiyor. Ne mutlu şeytani siyaseti terk edip rahmani siyaseti tercih eden partilere, ne mutlu geçmiş seçimlerden ders alıp, tercihini milletten ve millet dostlarından yana kullananlara.
Himmet Kasal beyin Makalesini okudum aydınlandım Allah kendilerinden razı olsun detaylı bilgi bilgilendirici bir yazıydi kendilerine teşekkür ederim yayınlama fırsatı verdiğiniz için gazetenize teşekkürlerimi sunarım