İttifaklar, yaşayan milletlerin ve hayatın gerekli kıldığı durumlardır. Belirli fikirler etrafında, kurallar çerçevesinde yapılan işbirliklerinin kayıt altına alındığı sözleşmelere ittifak diyoruz.
Tarihte birçok ittifak gerçekleşmiş olabilir ama bizim için asıl olan ve misal teşkil eden ittifak, Hz.Resulun Medine’deki Yahudi, Hristiyan ve diğer topluluklarla yaptığı vede ifadesini Medine Anayasasında gördüğümüz çok anlamlıdır.
Partili Cumhurbaşkanlığına ya da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra, Türkiyemizde Cumhur İttifakı ile Millet ittifakı kurulmuş ve halen de bu ittifaklarla siyaset, kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır.
Mesele, ülkemizin kalkınması, ileri medeniyet seviyesine ulaşması olsaydı bu iki ittifak birbirlerine olmadık çirkin söylemlerde bulunmazlardı. Ama hep beraber görüyoruz; milletin ve de Millet Partisinin esamesi okunmayan bir Millet ittifakına Cumhur ittifakı tarafından zillet ittifakı gibi çirkin yakıştırmalar yapılabilmektedir.
Keza, millet ittifakından da Cumhur ittifakına salvo atışlar yapılıyor. Memleketi idare etmeye talib olanlar, hangi taraftan olursa olsun doğruları takdir etmeli, yanlışların karşısında da kaya gibi durabilmelidir. Mutlak benim yaptıklarım doğrudur anlayışı, yanlışlıkların kapısını aralar. Benim yaptığım doğrudur ama, karşı tarafın fikrinin de doğru olması ihtimali vardır diye düşünebilmek, islam düşünce metodolijinde mevcuttur.
İyi, güzel, doğru fikirler bu hoşgörülü düşünce ortamlarında vücut bulabilmiştir. Memleketimizin selameti, ülkemizin uygar dünyadaki yerinin daha iyi basamaklara ulaşması için görüşünü ifade etmeye çalışanlar, karşı ittifaktan ise hemen birşeylerle yaftalanıp susturuluyorsa gerçek demokrasiden nasıl bahsedebiliriz?
Muhalefeti temsil edenlerde, yarın iktidar olacakmış gibi planlarını, projelerini, kadrolarını hazırlamalı; iktidardakiler de konu memleket meselesi olunca muhalefetin güzel düşüncelerine değer vermelidir. Bu kısır çekişmeler kimseyi tatmin etmediği gibi olanda millete olmaktadır.
İleri, güçlü, mutlu ve MUHTEŞEM TÜRKİYE için başkaca ittifaklar da denenmelidir. Yakın tarihimizde gerçekleşen 1991 Milli Partiler ittifakı gayet güzel bir ittifak örneği olmasına rağmen, Refah Partisi ve Milliyetçi Çalışma Parti liderlerinin adı geçen ittifakı yalnızca bir seçim ittifarından ibaret görme basiretliğini, Millet Partisi Genel Başkanı Aykut Edebila’nin çabalarını da akamete uğratmıştır.
Devletler kurmuş, medeniyetler inşa etmiş Türk Milletinin, Tunus’tan, Libya’ya Doğu Türkistan’dan Endonezya’ya, Güney Afrika’dan Balkanlara, Kafkasya’dan Katar’a ve de daha nice dünya aleminde itibarı büyüktür. Bu itibare zedelemeden koruyarak daha da geliştirmek hangi ittifakı olursa olsun hepsinin başlıca hedefi olmalıdır. Türkiye’nin kendi yol haritasını, dünya şartlarına göre, kendi belirleyen, milli iktidarlara ve devlet projelerine ihtiyacı vardır. Bilinçli millet evlatlarına selam olsun.