Bilinen bir gerçektir ki Ağustos ayı zaferlerimizin yoğunlaştığı bir aydır. Tarihini iyi bilenler, talihini tayinde de başarılı olurlar
Anadolu'nun Türklere kapılarının açıldığı tarih 26 Ağustos 1071' dir.
Zafere giden 26 Ağustos Başkomutanlık meydan muharebesi Afyon' dan Dumlupınar'dan ateşlenip 30 Ağustos 1922 de sonuçlanmıştır. Kıbrıs Barış Harekatı 20 Temmuz 1974'te başlamışsa da zafer 15 Ağustos' ta gerçekleşmiştir.
Türk milletinin zaferlerini bir tek Ağustos ayı ile betimlemek de yanlıştır. Zaferler şartlarına uygun davranıldığında her zaman gerçekleşebilir. Önemli olan Fetih'ten, önce Fetih toplumu, zaferden önce ve sonrasında zafer toplumu olabilmektir. Zaferlere hasret yaşadığımız bir gerçektir.
Askeri zaferler, ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve sportif zaferlerle desteklenmedikçe anlam kazanmaz. Kültür, bilim, fen, teknoloji alanları da zaferleri pekiştiren ve perçinleyen adımlardır.
Millet düşmanlarının tahrik ve teşvik ettiği hızlı bir çözülme akışı içerisinde zafer toplumu olunamaz. Kıbrıs Barış Harekâtı ve 15 Temmuz kalkışmalarında birlik olan millet kısa bir zaman sonra birbirlerinin kuyusunu kazar hale gelebilmekteyse DEVLET tedbirlerini buna göre uyarlamak zorundadır
Profesör Dr. Halil İnalcık'ın "Milletler medenileştikçe tarih öğrenimi önem kazanır. Bir milletin ilerlemesi için tarih şuuruna sahip olması lazımdır Tarih, geleceğimiz için sonsuz bir kaynaktır." Sözlerini Gazi Mustafa Kemal' in "Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür," ifadeleri tamamlıyor.
* * *
Zaferin en önemli şartı, sağlam bir imandır.
Sultan Alparslan askerleriyle Bizans topraklarında ilerlerken keşfe gönderdiği askerlerden biri telaşla "300 bine yakın düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor," der. Sultan Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der: " Biz de onlara yaklaşıyoruz, Ben İslam için ölüme koşuyorum. Ya zafer kazanırız ya da şehit olarak cennete gireriz." Tarihimizdeki zaferler bu ruh, inanç ve imanla kazanılmıştır. Müslüman Türk milletinin özelliklerini gayet iyi bilen Alparslan Gazi "Biz temiz Müslümanlarız; bidat nedir bilmeyiz, Bu sebepledir ki, Allah halis Türkleri aziz kıldı."(1)
Yeni zaferler için bu halis Müslümanlara, onları layıkıyla yönetecek gemi kaptanlarına ihtiyaç var. Yoksa düşman hiç boş durmuyor, parasını verdiğimiz F-35’ leri teslim etmiyor, PKK-PYD'ye binlerce tır yardım ediyor, diğer düşman da S-400 hava savunma sistemini ülkemize monte etmekte iken zaman zaman kapalı kapılar ardında Türkiye'ye karşı anlaşıveriyorlar. Asırlardır İslam dünyasının liderliğini yapmış Türkiye güçsüz ve çaresiz bırakılmak isteniyor.
Bizden 25-30 yıl sonra savaştan çıkan Almanya ve Japonya' dan 100 yıl gerilerdeysek, yabancılara el açıyorsak, işçimizi, öğretmenimizi, emeklimizi ve çiftçimizi açlık sınırının altına mahkum ediyorsak bunların sorumlusu kılavuz bilmez, pusuladan anlamaz gemi kaptanları ve yöneticilerdir.
Millet ne istediyse devlete vermiştir. Yeni zaferler için ülkemizin şu an tek yürek, tek yumruk ve tek ses haline getirecek, Türk kültür ve medeniyetini atinin ufkunda bir güneş gibi parlatacak MUHTEŞEM TÜRKİYE sevdalılarına ihtiyaç had safhadadır.
Alparslan' dan Osman Gazi' ye, Fatih, Yavuz, Halil Kut ve Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarıyla beraber Hoca Ahmet Yesevi, Şeyh Edebali, Akşemseddin gibi ilim erbabının ruhları şad olsun.
(1) Prof. Osman Turan, Türk Cihan Hâkimiyeti ve Mefkuresi. s/193
Himmet KASAL