Ağustos tarihçesine göz attığımızda bazı zaferlerimizi hatırlayalım;
- 15 Ağustos1974 Kıbrıs Barış Harekâtı
- 23 Ağustos 1514 Yavuz'un Çaldıran Zaferi,
- 24 Ağustos 1516 Mercidabık Zaferi,
- Yine Ağustos ayının 29 unda Mohaç Zaferi,
- 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi,
- 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Zaferi ve daha nice zaferler...
Askeri alanda kazanılan zaferlerin ekonomik, siyasi, sosyal kültürel ve sportif alanlarla, bilim, fen, teknolojik alanlarda da sürdürülerek taçlanması gerekir. Sahada kazanılan zaferlerin masada kaybedilmesine Türk milletinin tahammülü kalmamıştır. Yakın zaman Dünya ve Olimpiyat şampiyonalarında sporcularımızın madalya fakirliği düşündürücü olmalıdır.
Günümüze gelelim. 30 Ağustos 1922, Türk milletini esarete sürüklemek isteyen istilacı, yayılmacı güçlere karşı kadınıyla, çocuğuyla ordusuyla topyekûn verilen mücadele sonunda milli benliğini kurtardığı bir savaşın ve zafer destanının yazıldığı gündür. Zaferin 102. yıldönümü hayırlara vesile olsun.
Tarihi iyi okumak, geleceğe ait yüzyıllık planlar yapmak gerekir. İç bütünleşmesini tamamlayamayan milletlerin dışa karşı zaferler kazanamayacağı tescilli bir tespittir. Biyolojik bakımdan güçsüz insanlar mikropların saldırıları karşısında kısa zamanda halsiz düşüp çökerse milletlerde iç bünyelerini fiziki, moral, ahlaki olarak güçlendiremezlerse tam olarak birliği sağlayamazlarsa çöküş mukadder olur.
Anlayarak okumadığımız hayat kitabı kuran da zaferler için ipuçları pek çok. Enfal suresinin yalnızca iki ayetinin mealini vermek yeterli olacaktır; “ O halde onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın ki bununla hem Allah'ın, hem de sizin düşmanınız olan bu insanları hem de sizin bilmediğiniz ama Allah'ın bildiği başka düşmanları yıldırıp caydırabilesiniz ve bilin ki Allah yolunda her ne sarf size bütünüyle ödenecek ve size haksızlık yapılmayacaktır." 60. "Ama yine de Allah, şimdilik yükünüzü hafifletmiş bulunuyor. Çünkü zayıf olduğunuzu biliyor. Şöyle ki, sizden eğer zor durumlarda sabretmesini bilen yüz kişi çıkarsa, bunlar ikiyüz kişiyi yenip alt eder ve sizden böyle bin kişi çıkarsa Allah'ın izniyle ikibin kişiyi yenip alt edebilir. Çünkü Allah, zor durumlarda göğüs gerip dirençli davrananlarla beraberdir." 66
* * *
SAKLANAN ZAFER KUT-ÜL EMARE
Osmanlı'nın son dönemlerinde kazanılan üç büyük zafer vardır. 18 Mart 1915 ÇANAKKALE ZAFERİ - 29 Nisan 2016 Kut-ül Emare Zaferi, 30 Ağustos 1922 Dumlupınar zaferi. Bunlardan biri var ki emperyalist batıya ve İngilizlere karşı kazanılmış Kut-ül Emare zaferi, Bu zafer 1952 yılına kadar BAYRAM olarak kutlanılmıştır.
1. Dünya savaşında Irak cephesinde 27 Aralık 1915' te başlayan, 29 Nisan 1916' da gerçek bir zaferle sonuçlanan ve İngilizleri dize getiren bir zaferdir. Komutanı Halil paşadır. 1934 soyadı kanunu ile bizzat Mustafa Kemal tarafından Kut soyadı verilmiştir. Kut-ül Emare, Osmanlı ordusunun Bağdat' ın güneyinde yer alan Kut bölgesinde İngilizler ile destansı mücadelesini ifade etmektedir. 29 Nisan 2016' da Osmanlı ordusu 13 General, 481 Subay ve 13.300 İngiliz erini esir etmiştir.
1952 yılında NATO'ya giriyoruz, denilerek bu şanlı zafer Bayram olarak kutlanmaktan çıkarılmış, İngiliz' in sahadaki yenilgisi örtbas edilmiştir. Zafer, Hakkın ve Hakka inananlarındır.
Bir dahaki zafer bayramlarının anlamlandırılmış şekilde kutlanmasını diliyorum.
Sağolasın teşekkür ederim saygı değer hocam geçmişimizi unutmadan, hatırlattığınız için.
Sağolasın hocam hislerimize tercüman olmuşsunuz.