Kilo verirken farklı farklı diyet yöntemleri uygulanabiliyor.
Bu yöntemlerle birlikte kişinin tükettiği öğün sayısı veya öğün çeşitleri değişiklik gösterebiliyor.
En sıklıkla karşılaşılan eski usul 3 ana 3 ara öğün iken şuan en popüler olan aralıklı oruçta 2 ana ve belki birkaç ara öğün gibi düzenler takip edilebiliyor.
Öncelikle belirtmek gerekir ki kişi çok aşırı kilolu dediğimiz ikinci veya üçüncü derece obez değilse veya şekerini sürekli normal seviyelerde tutma zorunluluğu olan hipoglisemi/hiperglisemiye bağlı diyabet teşhisi konulmuş insülin kullanan bireyler değilse üç ana üç ara öğün oldukça gereksiz.
Çünkü biz ne kadar hissetmesek de iç organlarımız da yoruluyor sürekli bir besin alımı sürekli açlık tokluk hormonu, insülin salınımı istenilen bir durum değil.Bedenimizin de sindirim harici kendini koruması dinlendirmesi için vakte ihtiyacı var.
Bunun haricinde yine az öğün yapmak belirli kronik hastalıkları bulunun kişiler için de kilo verme sürecinde sakıncalı olabiliyor. Kişinin hastalığı da göz önüne alınarak öğün düzeni az az sık beslenme şartı gerektirebiliyor.
Aralıklı oruç gibi az öğün ve uzun açlık gerektiren beslenme düzenleri bedeninize yenilenme iç organlarınıza dinlenme süresi tanıyabiliyor.
Bir kişi yıllar boyunca kahvaltı alışkanlığı kazanmamış sağlık parametreleri düzgün sadece kilo fazlası varsa ve bu durumdan rahatsızsa illaki diyetinde kahvaltı bulundurmak zorunda değildir. Bu durum farklı öğünler için de geçerlidir. Bu yöntemle de çok rahat şekilde gerekli besin ögesi alımı sağlanabilir. Beslenme düzeni öğün sayısı kişinin yaşam standardına uygun hazırlanmalıdır ki süreklilik sağlanabilsin.
Sonuç olarak öğün sayısı şu bu olacak diye bir şart yoktur. Sizin yaşam tarzınızı başvurduğunuz diyetisyeniniz iyi dinlemeli analiz etmeli ve dayatma bir liste oluşturmadan yaşam tarzınıza göre öğün planı yapmalıdır. Aksi halde gereksiz fazla öğün ya da aşırı kısıtlamalı az öğün sürecinizin istediğiniz seyirde ilerlememesine neden olabilir.