İki yıl aradan sonra 2021 -2022 Eğitim ve öğretim yılı 06.09.2021 pazartesi günü başladı. (Çocuklarımız çok sevdikleri okullarına öğretmenlerine ve arkadaşlarına kavuşmanın sevincini yaşadılar. Allah nasip ederse 17 .06.2022 günü eğitim ve öğretim sona erecek. Eğitim ve öğretim yılının öğrencilerimize öretmenlerimize ve velilere hayırlı olmasını cenabı Allahtan niyaz ediyorum.
Sevgili okurlarım İlim ve öğrenmenin dinimizdeki yerinden kısaca bahsederek konumuza girmek istiyorum. İslam Dini, İlme ve ilerlemeye büyük önem vermiş, dinimizin ilk emri "Oku" olmuştur. Daha sonra "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer/9), "Bilmediğiniz bir konuda bir bilene sorun"(Nahl/43) ve pek çok ayeti kerimede ilme ve ilerlemeye önem verdiği açıkça emredilmiştir. İki cihan güneşi Peygamber efendimiz de Hadisi şeriflerde "Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz", "İlim Çinde de olsa gidip alınız", "İlim öğrenmek kadın ve erkek her müslümana farzdır" buyurarak ilme ve öğrenmeye değer verdiğini açıkca beyan etmiştir.
On beş yirmi sene geriye gittiğimizde bu gün öğrenci ve velilerinin bizlerden çok daha şanslı olduğunu görmekteyiz. Daha önceleri okulların açılması velilerin bir kabusa dönüşür, kitapları temin edeceğiz diye başımız dönerdi. Kitapçı kitapçı dolaşır kitapların eksik olmamasına gayret ederdik. Hele üniversitede çocuk okutmak her yiğidin harcı değildi. Üniversite harçları, kitapları, defterleri kalacak yer bulunması velilerin belini büker kara kara düşündürürdü. Ama bugün böyle mi? Sağ olun Devletimiz Eğitim ve öğretime büyük ödenekler ayırması nedeniyle öğrenci ve veliler rahat ve huzurlu. Artık okul açılırken uykular kaçmıyor. Öğrenciler okul açılır açılmaz kitabını, defterini, silgisini ve gerekli kırtasiye malzemelerini masasında buluyor. Sadece öğrenciye adam gibi okullarına devam edip derslerine çalışmaları ve bu millete olan borçlarını, milletine iyi bir fert olarak yetişerek ödemeleri düşüyor.
Sevgili dostlarım hepinizin bildiği gibi iki yıldır Kovit 19 mikrobuyla mücadele etmekteyiz. Çoğumuz eşimizi dostumuzu ve yakınlarımızı bu amansız hastalıktan kaybettik. Allah hepsine rahmet eylesin. Atalarımız ateş düştüğü yeri yakar demişler. Okullarımız açıldı ama çocuklarımızı tedirgin bir şekildi okullarına gönderiyoruz. Bilim adamlarının kesin açıklamalarına göre bu hastalıktan kurtulmak ve daha az bir rahatsızlıkla geçirilmesini sağlamak için mutlaka aşı olunması gerektiği aşı olanların hastalığa daha az yakalandığı açıklandığı halde bazı duyarsız vatandaşlar aşı olmamakta direniyorlar. Allahu Teala Bakara suresi 195 ayetinde "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın ... " buyuruyor. Aşı olmayanlar hem kendilerini hem de yakınlarının canını tehlikeye atmaya devam ediyorlar. Her gün basından ve tvlerden duyuyor hayretler içinde kalıyoruz. Bir doktorun, bir öğretmenin bir bürokratın aşı karşıtı olmasını, aşı olmamalarını bir türlü anlayamıyorum. Allah korusun aşı olmayan bir doktora nasıl güvenip canımızı emanet edeceğiz. Aşı olmayan bir öğretmene nasıl çocuğumuzu emanet edeceğiz. Aşı olmayan bir bürokrattan nasıl işimizi bir an önce bitirmesini isteyebileceğiz.
Devletimizden ve yetkililerden Allah razı olsun bizlere aşıyı temin ederek aşılanmamızı sağlıyor. Bunu yaparken de kimseyi üzmemeye gayret gösteriyor. Buna rağmen aşı karşıtları direnmeye devam ediyorlar. Devletimizin ilanla reklamla kendisini üzmesine gerek yok. Akıl vermek gibi olmasın ama "AŞI OLMAYAN DEVLET YARDIMI ALAMAZ" diye bir yazı çıkarsın. Sosyal Yardım Vakıflarından yardımı keseceksin, aşı olmayanın çocuğunu okula almayacaksın. Bak bakalım aşı karşıtı kalır mı. Bu kadar işsizin olduğu bir ülkede hem devletten tıkır tıkır maaşını alacak, hem de milletin sağlığını tehdit edecek. Bu bir kul hakkıdır. Kimse kimseye zarar veremez. Bu gidişle sert tedbirler alınmadığı müddetçe bu kovitin hakkından Allah korusun gelemeyiz. Yufka yüreklerle çetin yollar aşılmaz. Allah bu mikroptan cümlemizi korusun Ülkemizden ve insanlıktan uzak olsun inşaallah. Hepinize sağlıklı günler dilerim.