“Ey gafil! Sen nefis ehlisin (sahibisin); toprak içinde kan yiyedur ( kendi nefsinin isteklerini yerine getiredur.) Fakat gönlüne sahip olan kişi (manevi sağlık içinde olan kişi), zehir bile yese o zehir bal olur.”
Gönlüne sahip olan kişi, apaçık öldürücü bir zehir bile yese ona ziyan gelmez.
Çünkü o, sıhhat bulmuş, perhizden kurtulmuştur. Fakat zavallı talip (kemale ermemiş nefsani hastalıklar içindeki kişi) henüz hareket içindedir. (Ateşlidir, perhiz etmesi gerekir.)
Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki; “Ey cüretli talip! Sakın hiçbir matlup (istenilen, aranılan) ile mücadele etme!”
Sende nemrutluk var, ateşe atılma, atılacaksan önce İbrahim ol!
Madem ki sen ne yüzgeçsin (yüzücüsün) ne de denizci… Aklına uyup kendini denize atma!
Yüzgeç ve denizci (nefsani arzularından kurtulmuş olan kişi) denizden inci çıkarır. Ziyanlardan bile bir hayli fayda elde eder.
Kamil (manevi olgunluğa erişmiş kişi) toprağı tutsa altın olur; Nakıs, (manevi olgunluğa noksan, nefsine uyan kişi) altını ele alsa toz toprak kesilir.
O, gerçek er (Allah’ın sevgili kulu) Allah’a makbul olmuştur; bütün işlerde onun eli hakkın elidir.
Nakıs kimsenin eli ise şeytanın, ifritin elidir. Çünkü şeytanın teklif ve hile tuzağına tutulmuştur.
Kamil insana göre bilgisizlik bile bilgi olur; nakısın bildiği bilgi ise bilgisizlik kesilir.
İlletli kimse ne tutarsa illet olur. Kamil, küfrü bile din ve iman haline getirir.
Ey yayan olduğu halde süvari (at üstünde giden) ile yarışa girişen! Sen bu müsabakada (yarışta) kazanmayacak onu geçmeyeceksin, iyisi mi, dur.
KONUYU BİRAZ AÇIKLAYALIM
Allah’ın emirlerini yerine getiren kamil insan daima sağlık içindedir. Zehir bile içse ona panzehir olur. Nefsin isteklerine uyan kimse nefis hastalıklarının etkisiyle ateşler içinde kıvranır durur; mutlu ve huzurlu olamaz. Peygamber Efendi’miz Hz. Muhammed (sav) buyurdu ki; murad ve madlup (emin, olgun, kamil) kişilerle mücadele etme.
Nemrut gibi kötü ruhlu, kötü düşünceli isen kendini Hz. İbrahim’in yerine koyup sakın ateşe atlama. Eğer ateşe atlarsan ve ateşte yanmak istemiyorsan, önce nefsane arzularından kurtulmalısın. Hırs, tamah gibi dünya ihtirasları ateşe benzer. Bu ateş Nemrut’u yaktığı gibi seni de yakar. Sen, Hz. İbrahim gibi hak, adalet, iyilik, doğruluk, mütevazilik, hoşgörülülük, alçakgönüllülük gibi insanı insan yapan değerlerle hem dem ol!
Nefsane arzular denizlere benzer. Yüzme bilmeyenler (nefsane arzulara gem vuramayanlar) bu denizlerde boğulur, kaybolur.
Nefsane arzularının tehlikelerine karşı tedbir alanlar bu denizlerde çok rahat yüzer, hatta bu denizin derinliklerine dalarak hak ve hakikat inci, mücevherlerini çıkarırlar.
Kamil kişi toprağı tutsa altın olur. Özü hakka hakikate doğru olan insan zorluklar karşısında üzülür ama korkmaz.
Kötü niyetli insanın eli şeytanın, ifritin elidir. Kamil insanın eli ise hakkın elidir.
İlletli (kötü ruhlu) kimse ne tutarla illetli (zararlı) olur. Çünkü şeytani düşüncelere sahip olduğu için etrafındaki kişilere daima zarar verir.
Hakkın eline sahip kişilerden (Allah’ın emrine uyanlardan) fenalık gelmez; onlar emin (inanılır, güvenilir) kişilerdir.
Seni yolda yaya bırakanlara değil, hakkın süvarileri olan kamil insanlarla beraber ol. Çünkü onlar seni gerçek ve aydınlık yol olan ilim ve hakikat yoluna götüreceklerdir.
HZ. MEVLANA
MESNEVİ-1603-1614 BEYİTLER