İşit, bu ney neler anlatıyor; dinle ayrılıklardan nasıl şikâyet ediyor.
“Beni bir sazlıktan kestiklerinden beri, kadın erkek bunca insan feryadımdan inledi.
Ayrılık acılarıyla parça parça olmuş bir kalp isterim; ta ki iştiyak (özlem) derdini şerh (açıklayayım) edebileyim. Aslından vatanından uzaklaşmış kimse, o vuslat (sevgiyle kavuşma) zamanını bekler durur. Ben her cemiyette, her mecliste ağladım, inledim durdum. Kötü halli olanlarla da düşüp kalktım iyi halli olanlarla da. Herkes kendi zanınca benim dostum oldu; ama kimse derunumda ki (gönlümdeki) esrarı (sırları) araştırmadı. Benim esrarım feryadımdan uzak değildir. Fakat her gözde onu görecek nur, her kulakta da onu duyacak kudret yoktur. Beden ruhtan ruh da bedenden gizli değildir; lakin canı görmeye herkes için izin yoktur. Bu neyin sesi ateştir; onu hava sanma; kim ki bu ateşi tatmamıştır o kimse yok olsun! Aşk ateşidir ki neye düşmüştür; aşk coşkunluğudur ki, şaraba düşmüştür. Ney yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Ney’in perdeleri, bizim (vuslat âmânı olan) perdelerimizi yırttı. Ney gibi hem zehir, hem panzehir, hem dost, hem de müştak (arzulu, istekli ) olanı kim gördü. Ney, kanla dolu bir yoldan bahsetmekte; mecnun’un aşk hikâyelerini söylemektedir. Bu aklın mahremi ve sırdaşı (Allah’ın kudret ve tecellisine) hayran olandan başkası değildir; dile de kulaktan başka müşteri yoktur. Bizim gam ve kaderimizden günler uzadı, vakitsiz bir hale geldi; günler, (ayrılıktan doğan) ateşlerle yoldaş oldu. Günler geçip gittiyse, varsın geçsin, ne gam! Yeter ki sen kal; ey paklıkta (temizlikte ) benzeri bulunmayan! Balıktan başka her şey suya kanar; nasipsiz olan ada günü uzar.
Ham olanlar, hiç pişmişin olmuşun halinden anlar mı? Bunun için sözü kısa kesmek gerek; vesselam!
KONUNUN KISA AÇIKLAMASI
Hz Mevlana Celal edin, MESNEVİ’sinin ilk ons ekiz beytitinden Ney’den bahseder. Ney ben yazı yazan kalemdir ve aziz bir vasıtadır; hem de erenlerin bir sembolüdür.
Veliler Allah’tan ayrılık ızdırabını bir ney gibi uyanık sesle söylerken gaflete olanları uyarmak isterler bunun içindir ki ney, Mevlevi ayinlerinin sıcak feryadı olmuş nice gönüllülere “ilahi aşkı” duyurmakta yüce vazife görmüştür.
Dünyada bir ten kafesinde olmak, Allaha kavuşmayı (sevgiyle kavuşmaya ) engel bir hal içinde bulunmaktır. Allah ile bir olmanın sırını bile bunun sonsuz yüceliğini idrak etmişler için böyle bir engel bir hal içinde bulunmaktır. Allah ile sır olmanın sırrını bilip bunun sonsuz yüceliğini idrak etmişler için böyle bir engel elbette derin bir hicran ve özleyiş sebebidir. Bunun içindir ki: “beni bir sazlıktan kestiklerinden beri, kadın, erkek bunca insan feryadımdan inledi.” Diyen ney; evvelce bir sazlıkta bulunduğunu söylüyor. Bu, Allah’la aynı âlemde bulunmamızın hikâyesidir. Ki, “ben gizli bir defineydim, bilinmek istedim” diyen yaradanın bu gizli definesinde bütün yaratılanlar bir mücevher ve yaradan ile aynı cevher olmak halidir. Yaratılmışlar, Yaradan’ın kendi güzelliğini görecek göz ve sevecek gönül aramasıyla yaratılmışlardır. Varlıklarda görünüş halinden önce “sen, ben” yoktur. Yalnız “Allah” vardı. Her şey ondan ibaretti. Yaratılan her ruh o âlemde Allah’ın: “ben sizin rabbiniz değimliyim?” seslenişine bütün yaratılan ruhlar “evet” demişti. Ruhlar bu “ELEST” toplantısından sonra bu dünya âlemine indirildiler; fakat Allah’tan uzak düşmüş olmanın üzüntüsüyle en büyük ayrılığın aşk acısına düştüler. “ey bu dünyada bir ney misali, vücutta mahpus kalan ruhlar! Ben sözlerimi duyabilecek bir gönül arıyorum. Bir gönül ki, ayrılık ateşiyle parça parça olmuş bir sinede bulunsun ve ben bu gönülle yüce Allaha duyduğum bütün özleyişlerimi söyleyeyim” diyen ney, artık Allah katında bu fani aleme gelmiş ve bir insanın nefesiyle özleyişlerin en büyüğünü tattırmış bulunmaktadır. Ney diyor ki: ben önce kamışlıktaydım. Fakat beni kamışlıktan kestiler. Vücudumu aşk ateşiyle kurutular deldiler. Beni bir yüce nefeslinin eline verdiler. Onun sıcak aşk nefesleri benim içimden geçti. Bu nefes beni aşk ateşiyle semavi bir denize daldırdı. Sevgilimle dudak dudağa gelmiş gibi oldum. Artık inliyor, feryat ediyor içerimden gelen feryatlar artık bütün Yaradan’a olan aşk sırrımı söylüyordu.
HZ MEVLANA MESNEVİ (1-18 BEYİTLER)