Malum şehrin her gün siyaset yazan tek gazetecisi olunca bazı kaynaklarımız, dostlarımız ve meslektaşlarımızla zaman zaman haberleşiyoruz.
Ne olup bitiyor? siyaset dünyasında, kulislerde neler konuşuluyor diye bir birimize soruyoruz.
Elbette yazdığımız yazılar her zaman hoş karşılanmıyor.
Bazıları kızıyor, bazıları küsüyor, bazıları şikayet ediyor.
Tamam da sevgili dostlar benim işim yazı yazmak.
Ben bir gazeteciyim.
30 yıldır bu işi yapıyorum.
Bu gün siyasetle uğraşan birçok kişi daha ilkokula giderken ben Alpaslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, Cem Boyner, Cem Uzan, Ahmet Necdet Sezer, Deniz Baykal gibi sadece bugünkü genel başkanlar, başbakanlar ve Cumhurbaşkanları ile değil geçmişte Türk siyasetine damga vurmuş ne kadar isim varsa hepsiyle çalışmış ve birlikte yurt gezilerine çıkmış bir gazeteciyim.
Yabancı cumhurbaşkanları ve başbakanları saymıyorum bile.
O nedenle bana kızacağınıza anlamaya çalışın.
Ben bir gazeteciyim, bu satırlarda yazdıklarım benim gözlemlerim ve ön görülerim.
Elbette bizde bu şehirde yaşıyoruz.
Yaşadığımız şehrin siyasetinden kültür sanatına, iş hayatından eğitime kadar birçok konuyla yakından ilgilenip yapmış olduğumuz görüşmeleri, sohbetleri ve gözlemlerimizi kendi fikir ve görüşlerimizi katarak yazıp bir durum tespiti yapıyoruz.
Ben yazdım diye kimseyi vekil yapmazlar.
Ben yazdım diye vekil olan birini de kimse liste dışı bırakmaz.
O nedenle ne beni ne de gazeteyi arayıp mobing yapmayın.
Herkes işini layıkıyla yapmaya çalışsın o kadar.
Gelelim son gelişmelere.
CHP’lilerin yüreğine su serpecek bir duyuma.
Herkesin gönlünden milletvekilliği geçiyor ya.
Ama olası bir Gültekin Uysal’ın CHP’den aday gösterilme durumu var.
Her ne kadar Uysal Aydın’dan aday gösterilebilir dedik.
Gerekçelerini yazdık.
Gültekin Uysal, Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerden de gösterilebilir dedik.
Ama ona da Gültekin Uysal sıcak bakmaz dedik.
Ee ne olacak o zaman?
İşte orası belli değil.
6’lı masa da belli olacak dedik.
Tamam da olay ne?
Bekleyin cancağızım anlatıyorum ya.
Bu arada bir dostum abi biz uzun yazı okumayı sevmeyen bir milletiz ama senin yüzünde yazının sonuna kadar okumak zorunda kalıyoruz demişti.
Memleketin okuma alışkanlığına katkıda bulunuyorum yani.
Dünkü ve önceki yazılardan sonra birkaç kulis görüşmesi yaptım.
Neler oluyor, kimler aday, ne bekleniyor derken konu dönüp dolaşıp Gültekin Uysal konusuna geldi.
Bizim yazdığımız konuları konuştuk.
Bir dostum bir süre dinledikten sonra, “Öyle olacağını sanmıyorum” dedi.
Hangisini diye sordum.
Sonra konuşmaya başladı, “Bu yazdıklarının hepsi olabilecek seçenekler.
Ama hiç birisi olmaya bilir” dedi.
Ne demek bu? Diye sordum.
Başladı anlatmaya.
“Bir kere Gültekin Uysal’ın milletvekili olması gerekmiyor.
Kaldı ki onunda öyle bir niyeti yok.
Hatta ben milletvekili olmak zorunda değilim.
Zaten DP Genel Başkanı olarak 6’lı masada bir birlikteliğimiz var.
Burada bizim şahsi beklentilerimiz ve çıkarlarımızdan çok ülkenin çıkarları ön planda.
Biz bunun için mücadele ederken Gültekin Uysal’ın milletvekili olup olmaması çok önemli değil.
Onun için ben Afyonkarahisar’dan ya da başka bir yerden milletvekili olmak gibi bir çaba içinde değilim” demiş.
Yapma ya?
Kime demiş, ne zaman demiş? Diye sordum.
“O’da bende kalsın ama böyle bir durum var.
Bunu da aklının bir köşesine yaz” dedi.
Bak ben böyle bir hamle beklemiyordum.
Evet, Gültekin Uysal milletvekili olsa da olmasa da DP Genel Başkanı.
6’lı masanın önemli isimlerinden biri.
İllaki milletvekili olması gerekmiyor.
Peki, gerçekten Gültekin Uysal böyle bir açıklama yapmış mı?
Benim bildiğim kadarıyla Gültekin Uysal böyle bir açıklama yapabilir.
Böyle bir durum olursa elbette bu durumda Afyonkarahisar’da ki CHP ve İYİ Parti’de vekillik hayali kuranların yüreğine su serpilmiş olur.
En büyük rakipleri yarıştan çekilmiş olur.
Şimdi hesap kitap yeniden yapılmaya başlanır.
DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ile en kısa zamanda görüşüp tüm bu iddiaları birde ona sorup kendisinden alma zamanı geldi.
Herkes vekillik beklerken onun elinin tersiyle itmesi doğru mu?
Söylenen iddialar ne kadar gerçek, beklentileri neler.
Ne demiş rahmetli Süleyman Demirel, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süre”
24 saatte çok şey değişiyor.
Hele siyasette her şey değişir bir anda.
Ne dersiniz olabilir mi?