CHP için ne yazsam bilmiyorum.
Bazen diyorum ki şu CHP’yi bir daha yazmayayım.
İçlerindeki bazı ahmaklar, “Başkalarının ağzıyla yazıyorsun” diyor.
Başka bir ahmak, “Sipariş yazı yazıyorsun” diyor.
Kişi neyse karşısındakini öyle görürmüş.
Yazdıklarımdan dolayı gece gündüz telefon edip taciz ettiğini sananlar, hızını alamayıp gazetenin patronuna şikayete koşuyorlar.
İfade ve basın özgürlüğünü savunanlar işin ucu kendilerine dokununca, ifade ve basın özgürlüğünü rafa kaldırıyorlar.
Mobing ve şikayet ediyorlar.
Bir zamanlar Türkiye’de teknik direktörlük yapan Lucescu’nun meşhur ettiği bir söz aklıma geldi.
“Köpekler istedi diye atlar ölmez”
Birkaç hafta önce Türkeli’nde manşetten girdiğimiz bir haber vardı.
“CHP’de Kaos Kapıda” diye.
Hani bir söz vardır Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur diye.
CHP’nin durumu da öyleydi.
En geç 10 Eylül’de yapılması gereken Merkez İlçe Kongresi 13 Eylül’de yapılacak olması ipler zaten gerilmişti.
Merkez İlçe Başkanlığı için 3 aday var ama kimin kazanacağı zaten delege seçimlerinde belli olmuştu.
Açık ara önde olan Büşra Dişçioğlu Çetinöz’ün kazanması sürpriz değil.
Kazanmaması büyük sürpriz olurdu.
Gerçi her ne kadar üç merkez ilçe başkan adayı kendi mahallesinden bile delege çıkamayıp kendi seçimlerinde oy kullanamadılar ama sonuç belliydi.
CHP’de bir şey daha belliydi.
Kaos ve kavganın kaçınılmaz olacağı günler öncesinden belliydi.
Bazı ilçelerde yapılan ilçe başkanlığı seçimlerinde yaşanan gerginlik ve tartışmalar, laf atmalar, karşılıklı atışmalardan belliydi.
CHP Merkez İlçe kongresi daha başlamadan salon girişinde başlıyor laf sokmalar.
Karşılıklı bir biri hakkında ithamlarda bulunma.
Kim bunlar?
Milletvekili, eski İl Başkanı, yönetimde yer alanlar, delegeler ve üyeler.
Bunların hepsi CHP üyesi.
Hepsi CHP kimliği taşıyan insanlar.
Laf attıkları kişiler MHP’li, AK Partili, İYİ Partili veya başka partili değil.
Geçen hafta 100. Kuruluş yılını kutladıkları Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi.
Merkez İlçe Kongresinde harcadıkları enerjiyi seçimlerde harcasalar Cumhurbaşkanlığını kazanırlardı.
Dışarda kuzu olan CHP’liler kendi arasında aslan kesiliyorlar.
Kavga, tartışma ve çirkin ithamların merkezi haline geliyorlar.
Üç adaylı bir seçim olsa da sonucu belli olan bir seçimde bile kavga etmeyi başaranları tebrik ediyorum.
Yaşattıkları skandalı ulusal basından takip ettik.
Ne kadar yazık.
Ne kadar ayıp.
Baktığınız zaman koca koca insanlar.
Düşmana söylenmeyecek lafları aynı kimliği taşıdıkları yol arkadaşlarına söylemelerini esefle izledik.
Ben izlerken utandım.
Ya onlar?
Oysa CHP kongresi bir düğün yeri gibi olmalıydı.
CHP’de ve diğer partilerde kongre demek düğün demek.
Ama özellikle CHP için öyleydi.
Öyle olmasını umuyordum.
Geçen hafta partinin CHP’nin, Cumhuriyet Halk Partisinin 100. Yılını kutladıkları için bu kongre bir seçim olayından öte şölen ve düğün gibi olmasını bekliyordum.
Öyle ya 100. Yılı sadece çelenk koyularak yapılacak kadar basit bir olay değil.
Ne güzel kongrede var.
Hadi o zaman düğün gibi şölen gibi kutlayalım demeleri gerekmiyor muydu?
Ama öyle olmadı.
Olmadı.
Olamadı.
CHP’nin düğün yeri olması gereken yer cenaze evine döndü.
Lafları, argolar, bir birinin üzerine yürüme, küfürler, itişler hiç yakışmadı.
CHP’nin yakasına kara bir leke çaldınız.
Burcu Köksal daha salon dışında birilerine karşı sesini yükseltiyor.
Karşılıklı bir atışmanın fitili orada yakılıyor.
Sonra yanına gelen 8-10 kişiyle resmen salonu basarcasına içeri girip militanvari söylemlerle gerginliği tırmandırıyor.
Oysa daha önce defalarca yazdık.
Sen CHP milletvekilisin.
Bu partinin birleştirici çimentosu senin olman gerekli.
Her seçimde merkez ilçe başkanı, il başkanı adayı çıkartıp duruyorsun.
Her seçimde çıkardığın adaylar seçim kaybediyor.
Sonra seçilenlerle yan yana gelmeyip kendi CHP İl Binana gelmekten kaçınıyorsun.
Bunları yapma diye defalarca uyardık.
Ama kılavuzu kimse bir türlü doğru yönlendiremiyor.
Kılavuzu karga olanın olayına benziyor.
Neyse yazık, çok yazık oldu.
Sonra bakıyoruz.
Bu insanlarla CHP Afyon’da Belediye Başkanlığı seçiminde nasıl başarılı olacak?
Yahu siz kendi aranızda birlik olamıyorsunuz ki nasıl belediye seçimlerinde birlik olacaksınız?
Altılı masa ile birlikte nasıl birlik olacaksınız?
Gerçi CHP’den Belediye Başkanı adayı da Burcu Köksal.
Sadece milletvekilliği kesmiyor.
Belediye başkanı da o olsun.
İl başkanını o belirlesin.
Yahu Yusuf Onur Seçme’yi de sen atatmadın mı?
Şimdi ikinizde ayrı merkez ilçe başkan adayı çıkardınız.
Her ikiniz de İl Başkanı adayı çıkartmaya çalışıyorsunuz.
Yapmayın.
Böyle şeyler yapmayın.
Aklınızı başınıza alın birlikte hareket etmeye başlayın.
Kendi aranızda yaptığınız seçim enerjisini rakiplere karşı gösterin.
Biraz kafanız çalışsa merkez ilçe kongresi şölen gibi 100. Yılında kutlandığı bir gün olurdu.
Ama hem kendinizi, hem de CHP’yi malamat ettiniz.
Yazık.
Çok yazık.