Bir fotoğraf anısına giden 4 hayat.
Seçim telaşı yaşanırken yüreklerimizi yakan bir olay yaşandı.
Hocalar Lisesi son sınıf öğrencileri güzel bir gün geçirmek ve liseye veda etmek için geleneksel hala gelen yılsonu gezisi düzenliyor.
Başlarında öğretmenleri ve öğrenciler Sandıklı’nın tabiat harikası Akdağ’a gezi düzenliyorlar.
Bizde yaşadık, kendi çocuklarımız içinde çeşitli organizasyonlar yapılıyor.
Bazen Çanakkale’ye, bazen Anıtkabir’e bazen bir pikniğe.
Çoğu zaman daha gün doğmadan yola çıkılır.
Sınıfın mutlaka birkaç şamatacısı vardır.
O, herkesi neşelendirir şarkılar marşlar söylenir.
Gırgır şamata yolun nasıl geçtiğini anlamazsınız.
Bir bakmışsınız varacağınız yere ulaşmışsınız.
Heyecandan içi kıpır kıpır olur herkesin bir an önce araçtan dışarı çıkmak ve etrafı keşfetmek.
En yakın arkadaşlarla birlikte fotoğraf çektirmek.
Öğretmen sınıfın hepsi bir araya gelir.
İllaki birileri başkasına tavşan kulağı yapar.
Güzel bir anı için bazıları bir hayli ciddi olur.
Yıllar sonra o fotoğraf üzerinden bile konuşup gülüşür insanlar.
Yeniden o günler gözlerinin önünde canlanır.
O ana gidilir.
Ne günlerdi ama.
Ama bazen işte öyle olmuyor.
Bazen en güzel gün maalesef bir kabusa dönüyor.
Hocalar Lisesi öğrencilerinin güzel başladıkları gezide olduğu gibi.
Yine en güzel anı, en beğenilen fotoğrafı çekmek için özel bir çaba harcarken!
Olmaması gereken, hiç istemediğimiz oluyor.
Akdağ’da yapılan yapay göletin korkuluklarından öğrencilerden birisi dengesini kaybederek suya düşüyor.
Onun düştüğünü gören başka bir arkadaşı kurtarmak için peşinden atlıyor.
Onun arkasından da bir başkası ve servis şoförü olmak üzere 4 kişi göletin sularında kayboluyor.
Akdağ Akdağ olalı böyle bir acı, çaresizlik ve çığlık duymadı.
Hayatlarının en güzel günü için çıktıkları Akdağ’ın yapay göleti 2’si öğrenci 4 kişiyi yuttu.
Sadece orada olanlara değil ailelerinde yürüklerine ateş düştü.
Mezuniyet sevinci için çıktıkları yolculuk hayatları boyunca yaşadıkları en acı gezi oldu.
4 kişi için ise artık çok geçti.
Hayatlarının en güzel çağında ve en mutlu günlerinde boğularak yaşama veda ettiler.
Herkes gibi bizi de çok üzdü.
Bir tek güzel bir anı fotoğrafı çektirmek için zincirleme kaybolan hayatlar.
Bu ilk değildi.
Özellikle cep telefonlarının fotoğraf makinesine dönüşmesi ve öz çekim denilen kendi açını kendinin belirlediği fotoğraf merakı.
Hele şu sosyal medya yok mu?
En güzel anı, en güzel fotoğraf ve en çok beğeni alma merakı.
Sırf bu yüzden şelaleye düşenler, Falezlerden, dağlarda, barajlardan düşüp hayatını kaybeden yüzlerce kişi oldu.
Güzel anı biriktirmek değerli ama unutmayın hayatta kalmak hepsinden daha değerli.
Ne olur güzel fotoğraf çekmek için canınızı tehlikeye atmayın.
Hele de korkuluk, merdiven, uçurumdan uzak durun.
Hayatını kaybedenlerin mekanları cennet olsun.
Ailelerinin başı sağ olsun.
Ve sınıfın geri kalanları hayatları boyu unutamayacakları bir travma yaşadılar.
O çocuklar, öğretmenleri ve hatta tüm okula psikolojik destek verilmeli.
Şimdi okul yöneticileri ve öğretmenler için soruşturma açılıyor.
Sorun onlara soruşturma açmak değil destek olmak.
Formaliteler yerine getirilsin ama şimdi onların içinde bulundukları durumdan kurtulması ve hayatları boyunca yaşayacakları acının kalıcı bir hasat bırakmaması için psikolojik destek verilmeli.
Bir kez daha yazıyorum.
Başta o sınıfa olmak üzere Hocalar lisesinin tüm öğrenci ve öğretmenlerine ve ailelerine PSİKOLOJİK destek zamanı.
İnanın bu hepsinden çok mühim.