Kıymetli okuyucularım. Geçen hafta, “8 Mart Kadınlar Günü” münasebetiyle Afyonkarahisar’da, bu şehrin sevdalısı yazar, şair ve araştırmacı dostların can u gönülden gerçekleştirdikleri güzel çalışmalara şahit olduk. “Kadınlar Günü” faaliyetleriyle ilgili olarak basında çıkan haberler arasında bu kardeşlerimizi pek göremedik isek de bir beklentiye girmeden; Allah rızası için ve memleket sevdası ile yapılan bu çalışmaları ve dostları candan kutluyorum. Ellerine, dillerine, gönüllerine sağlık... Bugünkü yazımda, aynı aşk ve hizmet duygusuyla köşemde tanıtmaya çalıştığım “Afyonkarahisar’ın Kadınanaları”ndan “Âşık Aslı Bacı” olarak ünlenen Münevver Tolun Hanımefendi’yi tanıtmaya çalışacağım.
Kaynaklarda verilen bilgilere göre Münevver Tolun, 1935'te Afyonkarahisar'da doğmuştur. Bir dönem Osmanlı sarayında bulunduğu bilinen Afyonkarahisarlı Âşık Ömer'in torunudur. 1950'de Selçuk Kız Enstitüsü'nden mezun olmuş ve Güzel Sanatlar Akademisi'nin Şark Süsleme bölümüne başlamıştır. Başarıyla bölümü bitiren Münevver Tolun, yüksekokul mezunu ender kadın halk ozanlarından biri olarak tanınmıştır. Uzun yıllar moda ve işleme üzerine çalışan, birçok fuar ve festivale katılıp sergiler açan Münevver Tolun, pek çok ödü almış bir süsleme sanatçısıdır.
Öncelikle göze hitap ettiği için “görsel sanatlar” olarak bilinen güzel sanatların resim, seramik, gravür gibi birçok dalıyla ilgilen Münevver Tolun, otuz yaşlarından sonra “göz”den “gönül”e akarak gönül gözüyle bakmış ve güzel sanatlardan şiir yazmaya başlamıştır. Bir müddet sonra halk ozanı olarak tanınan Tolun, Afyonkarahisarlı pek çok şair, yazar ve ozanın yetiştiği Emirdağlı yaşayan âşıklar arasında yer almıştır. Şiirlerinde kullandığı "Âşık Aslı Bacı" mahlası, Tahir Kutsi Makal tarafından verilmiştir. 1970 yılında "Anneler Günü" için yazdığı şiirini radyoda okumasından sonra saz çalmayı da öğrenmiş ve böylece ülkemizin halk ozanlarından biri olarak tanınmıştır.
Bir gazete tarafından düzenlenen "Boğaz Köprüsü Şiir Yarışması"nda birincilik ödülü alan şiiri bestelenerek plak haline getirilmiştir. Yurt içinde ve yurt dışında katıldığı yarışmalarda birçok ödül alan Âşık Aslı Bacı, 1973 ve 1874 yıllarında iki plak çalışması daha gerçekleştirmiştir. Yurdun değişik yörelerinde yapılan “Halk Ozanları Şöleni”ne katılarak doğmaca şiirler söylemiş ve atışmalarda bulunmuştur. Hiç evlenmeyen, hayatını sanata ayıran, irticalen şiir söyleyen ve saz çalan Âşık Aslı Bacı’nın şiirlerindeki ana temayı din, tasavvuf, yurt sevgisi, kahramanlık, aşk ve Afyon-Emirdağ kültürü oluşturur. Şiirleri gazete ve dergilerde yayımlanmış, çeşitli antoloji, güldeste ve ansiklopedilerde yer almış ve bir kitapta toplanmıştır. Hece ölçüsüyle ve dörtlük nazım birimiyle yazılan şiirlerde mahalli söyleyişler dikkat çekicidir. (bk. Mehmet Sarı, Afyonkarahisar Edebiyatı (s. 462); Adil Çelik, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü (“Aslı Bacı” maddesi) ve bu çalışmalarda verilen kaynaklar).
Allah’tan,“Afyonkarahisar’ın Kadınanaları”ndan Münevver Tolun Hanımefendi’ye sağlık, afiyet ve hayırlı ömürler vermesini niyaz ederek sözü, “Afyon Dilinde” adlı şiiriyle Âşık Aslı Bacı bırakıyorum:
AFYON DİLİNDE
“Tava”nın adına diyorlar “dığan”,Kendi şivesiyle "Afyon dilinde".
İçinde kavrulur et ile soğan,
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
Haşgeşler ezilir “haşgeş daşında”,
Afyon'da doğmuştur, onun yaşında.
Her evde mevcuttur ocak başında;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
“Çaycoş” çaydanlıktır, küçüktür boyu,
Azıcık çay ile demler çok koyu,
Ninniler söyletir kaynarken suyu;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
“Billur” dedikleri “bardak”tır camdan,
Su ile şerbetler sunulur candan,
Temizlik sembolü sayılır ondan;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
“Mertibane” dediği bakırdan tabak,
Üstünde çendekli galaylı kapak,
İçine konulur musakka, kabak;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
Tencere küçüğü “tıngadır” adı,
Pilavına yoldan döndürür kadı,
Ağızlarda kalır, lezzetli tadı;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
“İlistir” bakırdan delikli “süzgeç”
İster erzak çalka, istersen vazgeç.
Hamur aşı süzdür, tomatisi ezgeç;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
“Gamanto” deyince “gaz ocağı”nı,
Hatırlarsın hemen üç bacağını,
Pompa ile verir gür sıcağı;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
................................................
“Önücek” tezgahta dokunur elde,
Önlüktür sıkıca sarılır belde.
Yanı tongurlaklı, deseni gülde,
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
Döne döne geçer "kirmanın" günü,
Tahtadan fırıldak eğirir yünü,
Ortadan saplıdır, oymalı önü;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
“Kazan eniği” de kazan yavrusu,
Bu deyime ben de şaşdım doğrusu,
Buğdayı kaynatır başak sarısı;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
“Esbap daşı” denen çamaşır taşı,
Granitten olma oyuktur başı,
Çamaşır gününde bitirir işi;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde.
Aslı Bacı en son yaz “guşane”yi,
Hep bunda karıştır yedin naneyi,
Selamla haşgeşli nice haneyi;
Türkiye’m içinde, Afyon ilinde! (Aslı Bacı, Beldemiz, S.11, s.1).