Mübarek Ramazan ayınız sağlıklı ve bereketli, ibadet ve dualarınız makbul olsun inşallah kıymetli okuyucularım. Bugünkü yazımızda, vefatının 43. yılı münasebetiyle, Afyonkarahisarımızın yetiştirdiği şairlerden merhum Osman Attila’yı hayırla yad etmek istiyorum.
Afyonkarahisarlı Tenekeci oğullarından olan Osman Attila, 10 Mayıs 1922 tarihinde, "Şehrin Kıyısındaki Ev" şiirinde söz ettiği, Fakih Paşa mahallesindeki evlerinde dünyaya geldi. Annesi Emine Hanım, Babası Cafer Çavuş, dedesi Hacı Ali Efendi'dir. İlköğrenimini Afyon'da Gedik Ahmet Paşa İlkokulu'nda yapan Osman Attila, daha sonra girdiği Afyon Lisesi'nden 1939'da mezun oldu. Şiire ve araştırmaya merakı ilkokul sıralarında başlayan Osman Attila'nın ilk yazısı, Afyon Lisesi Talebe Mecmuası'nda 30 Nisan 1934 tarihinde "Osman Nuri" imzasıyla çıkan "Afyonkarahisar" yazısıdır. Lisede okuduğu yıllarda okul mecmuasında ve Taşpınar'da şiirler ve yazılar neşretti. Ondaki sanat cevherini ilk keşfeden Adanalı Ziya olmuş ve yakınlarına; "Bu çocuğa dikkat edin" demiştir.
Osman Attila, memurluğa başlamasıyla birlikte Ankara'ya yerleşti. Sivas'ta ve Ankara'da kaldığı yıllarda dergiler çıkarmaya, şiirler yazmaya devam etti. Afyonkarahisar türkülerini derleyen ve folklorunu araştıran Attila, Ankara’da dönemin büyük şâirlerinden Ahmet Kutsi Tecer ve Behçet Kemal ile tanıştı ve onlardan hayli etkilendi. Sonraki yıllarda yazdığı şiirlerini ve yazılarını, Taşpınar başta olmak üzere Ülkü, 4 Eylül, Kızılırmak, Yücel, Çığır, Özleyiş, Toprak, Köy Çeşmesi gibi zamanın edebiyat, sanat, kültür dergilerinde ve gazetelerinde yayımladı. Ayrıca birçok konuda antolojiler hazırlayıp neşr etti.
1965'te Afyon milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren Osman Attila, araştırmalarına bu süreçte de devam etti. 3000 civarındaki kitabını Gedik Ahmet Paşa Kütüphanesine bağışlayan Osman Attila, 20 Nisan 1978'de Ankara'da vefat etti. Cenazesi Afyonkarahisar'a getirilip 22 Nisan 1978'de Şehir Mezarlığı'na defnedildi.
Memleketçi ve Atatürkçü Osman Attila'nın hece ölçüsüyle ve sade bir halk diliyle yazılan şiirleri Afyonkarahisar türküleri gibi canlı, renkli ve müzikle iç içedir. Bu şiirlerden birisi olan "Afyon Türküsü"nün bir dörtlüğünde "ş”, “r”, “l" seslerinin tekrarı, dörtlükte dile getirilen "Taşpınar" çeşmesinden "şırıl şırıl" akan suyun sesini hissettirir:
"Taşpınar'da kızlar gelir eğleşir,
İner dağlarına kuşlar söyleşir,
Taşlarda çırpınır sular, ağlaşır,
Döğer göğsü seher yeli Afyon'un"
Osman Attila üzerine birçok makale, kitap yazılmış ve tezler hazırlanmıştır. Bu çalışmalarda pek bilinmediği görülen Ferit Ragıp Tuncor'un, "Cumhuriyet Devri Şairlerinden Afyonlu Osman Attila Hayatı ve Eserleri" (Birlik Gazetesi, Nu: 622, 12 Temmuz 1965, s. 3 - Nu: 652, 18 Haziran 1965, s. 3) tefrikası Attila'yı anlamak için değerlendirilmesi gereken önemli yazılardandır.
Eserleri: İnaz Köyü Eğitmeni Hasan Koçak'ın Türküsü, (Şiir) Afyon, 1945; Sabahleyin (Şiir-Antolojisi), Ankara 1950; Memleket Şiirleri (Antoloji), Ankara 1950; Güpegündüz (Şiir) Ankara, 1956; Afyonkarahisar Türküleri (Folklor İncelemesi); Ankara, 1957; Baştanbaşa (şiir), Ankara, 1959; Memleket Şiirleri Antolojisi, İstanbul 1959; Atatürk 30 Ağustos'u Anlatıyor, Ankara 1960; Türk Kahramanlık Şiirleri Antolojisi, Ankara 1961; Büyük Memleket Şiirleri Antolojisi, İstanbul 1964; Büyük Zafer, Ankara, 1972; Gözlerimin Söylettiği (Şiirler), Ankara 1974; İnaz Köyü Eğitmeni Hasan Çolak'ın Türküsü; Büyük Memleket Şiirleri; Atatürk 30 Ağustos'u Anlatıyor; Atatürk ve Büyük Zafer...
ŞEHRİN KIYISINDAKİ EV
Penceresi alacakaranlık,
Penceresi yeşil yeşil alev,
Bacasındaki dumanlar ılık,
Kapısını güneşler açan ev!
Tek başınca çıkar yolculuğa,
Döner yolculuktan tek başına.
Durmadan boşanır bir oluğa,
Ömrü geçer taşına taşına!
Yağmur yalıyor badanasını,
Rüzgâr süpürüyor eşiğini,
Belli, kaybetmemiş anasını,
Ki yine sallıyor beşiğini.
Öğrendim: Ben bu evde doğmuşum!
ŞADIRVAN
Anam, babam hâlâ uykusundadır,
Nasıl özenç duymam müezzinlere!
Yıldızlar şafağın korkusundadır,
Selviden ilk ışık düşüyor yere.
Tanrı âşinadır ses âhengine,
Gölgesi değil mi şu süzülen nur?
Güvercinsiz kalsa şadırvan, yine
Ruhuma bir sükûn bağışlar durur.
Yolculuğa kuşluk vakti çıkılır,
Bu ak şadırvanda yıkanır yüzler.
Sular yükseldikçe düşer, yığılır,
Burada geceye döner gündüzler.
Melekler kadar saf, temiz ve sessiz,
Tek tek geliyorlar abdest almağa.
Ağaçlar uykuda, dallar nefessiz;
Onlar da hevesli uyuyup kalmağa.
Ak sakallı, yeşil sarıklı dedem,
Ellerimi yıllar var ki bıraktı.
Ne testim var artık, ne kuşlara yem,
Bu gece şadırvan içime aktı
(Bk. Afyonkarahisar Edebiyatı, Afyonkarahisar Belediyesi Yayınları, Afyonkarahisar, 2019, s. 222-224).
Şu mübarek günler hürmetine Allah, merhum Osman Attila’nın rûhunu şâd, mekânını cennet eylesin...