Zikir, Allah’ı anmak, hatırlamak, O’nu unutmamak ve gaflet halinde olmamak demektir. Zikir, aynı kökten gelen kelimelerle birlikte, Kur’an’da üç yüze yakın yerde geçmektedir. Zikir, dil, kalp ve beden ile olmak üzere üç çeşittir. Dil ile zikir, Allah’ı güzel isimleri ile anmak, O’na hamdetmek, tesbihte bulunmak, dua etmek ve Kur’an okumaktır. Kalp ile zikir Allah’ı gönülden anmaktır. Bu bir nevi tefekkürdür. Beden ile zikir ise, vücudun bütün organlarının Allah’ın emirlerini yerine getirmeleri ve yasaklarından sakınmaları ile olur. (İsfehânî, Müfredât, s. 259 vd.) Yüce Rabbimiz zikrin yapılma şekli ile ilgili olarak şöyle buyurur: “Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma” . (A’râf, 7/ 205) Peygamberimiz (s.a.s.) “Zikrin en faziletlisi, “Lâ ilahe illâllâh” ve duanın en faziletlisi de “Elhamdülillâh’tır” (İbn Mâce, Edeb, 25) buyurmaktadır. Başka bir hadis-i şerif’te de şöyle buyurulur: “Kelimelerin en güzeli dört tanedir: ‘Sübhanallah, ve’l-hamdü lillah, Lâ ilahe illâllâh ve Allahu ekber.” (Buhârî, Eymân, 19) -