99. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT-KÜLTÜR SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “Bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; ahiret yurduna gelince işte asıl hayat odur, keşke bunu bilselerdi. (Ankebut Suresi.64)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESENİN MEALİ: “Kim yatağına geldiğinde ü defa Gul Hüvellahü Ehad suresini ve Muavezeteyn (Felag ve Nas) surelerini okursa eğer o gece vefat ederse şehit olarak ölür. Yaşarsa günahları bağışlanmış olarak yaşar.” (Müslim)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
GÖZLEMLEMENİN SÖYLETTİKLERİ
Yan apartmanın çatısının üzerinde baca kenarına bir kuş gelip yuva yapmış. Birkaç yumurta çıkardıktan sonra üstüne yatmış. Onun hemen bir iki metre uzağında onu koruyan eşi dikkatimi çekti. Eşinin yumurtaların üzerinde rahat yatması için ve yanına doğru gelen kuşların on rahatız etmemesi için nöbet tutması benim dikkatimi çekmişti.
Erkek kuş zaman zaman oradan uzaklaşıyor eşine yiyecek bir şeyler getiriyordu. O gün akşama kadar yağmur yağmıştı. O dişi kuş üzerine yattığı yumurtaların heba olmaması için bir kuytuya çekilmeyi hiç aklına getirmemişti, yerinden hiç kımıldamıyordu. Eşi ona yaklaştığında zerindeki yağmur damlalarını üzerinden atmaya çalışıyordu.
Eşini geceleri bir iki metre uzaklıkta nöbet tutarak ona zarar gelmemesi için için zamanı böyle geçiriyordu. Ona hiç bir kuşun zarar vermemesi için elinden gelen çabayı gösteriyordu.
O dişi kuşun ve erkek kuşun bu hareketleri beni öylesine etkilemişti ki, bunları kaleme almadan ve okuyucularıma iletmeden edemezdim.
Bu tablo bana günümüzün anne, babasını ve evlatlarını hatırlatıyordu. Anne ve babaları evlatları için durmadan çaba ve gayretle onları yetiştiriyor, okula gönderiyor, iyi bir adam olmaları için gelinden geleni yapmayı çalışıyorlardı. Bazıları da bunlara karşılık evlendikten sonra eşinin lafına bakarak annesini hiç çekinmeden huzur evi deniler aslında huzursuzluk evi olan yere bırakıp gelmekteydi. Ne çabuk unutmuşlarda hasta olunca annesinin geceleri hiç uyumadığını, hasta olunca annesinin de üzüldüğünü, ihtiyaçlarını karşılamak için nelere katlandığını ne çabuk unutmuştu.
Oysa ki anne ve baba çocuk için çok şeydi ama bilen evlatlar vardı ama, anne ve babanın kadrini kıymetini bilmeyenler de vardı. Veysel Karani Hazretlerinin ; “Anne sözü dinlemek insana Peygamberlik hırkası giydirir.” Sözünü bilen ne kadar insan diye düşünmeden edemiyoruz. Annesinin ve babasının kıymetini bilmeyenlere yazıklar olsun.
Anne ve baba kıymetini bilenlere selam olsun.
&&&
ÖMÜRLÜK ÜÇ ÖNEMLİ SÖZ!
“Üzülme herkes ölür; kimi toprağa gömülür, kimi yüreğe.”
“Dua kapı çalmaktır. Gerisine karışmak haddi aşmaktır.”
“Sahip olduklarına şükretmeyi bilmeyenin, kaybettiklerine isyan etmeye hakkı yoktur.”
Yoruma gerek var mı? Okuyana ve anlayana, öğrendiğiyle amel edene selamlar olsun.
&&&
ESAS PINARIN MEMBAINDAN DAMLALAR:
-Bilgeliğin yolu bilmekten değil, dinlemekten geçer. Bu yüzden dünyada az bilgi, çok ukala vardır. Bilmediği konularda ahkâm kesenler vardır.
***
-Siz, kesinlikle siz olun sofraya oturduğunuzda Peygamber Efendimiz gibi 7 adet zeytin yemeği unutmayın olur mu?
***
-Her gün yatmadan önce yoğurt yemeyi ihmal etmeyin. Bunun yanında birkaç çiğe sarımsak yutmanın da faydalarının olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
***
-Her bir ailede haftanın belirli bir gününde hiç okuma saati olmaması ne kadar garip değil mi?
***
-Kötü kimsenin kötülüğünü hiçbir kimseye söyleme. Ama iyi kimsenin iyiliğini de herkese söylemekten imtina etme olur mu?
***
-Hiç şüphesiz ki amellerin en hayırlısı namazdır. Abdeste devam edenler, ancak mü’minlerdir. Mü’min gündüz devamlı abdestli olmalı, gece de abdestli olarak yatmalıdır. Böyle yapınca, kişi Allah-ü Teala’nın korumasında olur. Abdestli iken yiyip, içenin karnındaki yemek ve su zikreder. Karnında kaldıkları müddetçe, onun için istiğfar ederler.
&&&
EY GÜZELLER GÜZELİ!
-PEYGAMBER EFENDİMİZ’E İTHAF-
Ebedi saadet isteyen senin adını anar,
Adını anana şüphesiz, seninle gelir bahar.
Ok saplanmış dillerimize, durmaksızın kanıyor,
Adını anmayan yürekler, alev almış yanıyor.
Gönüllerimiz üşüyor, ne olursun sar bizi,
Her bir sünnetinde gizlidir doğrunun özü.
Bataklığa saplamışken şeref verdin, şan verdin,
Hakkı hukuku bilmezken yaşayacak kan verdin.
İlettiğin Kur’an daim rehber oldu bizlere,
Sünnetine uymayanlar hep vuruyor dizlere.
Bıraktığın miraslara sahip olamadık biz,
Öğrenip de unuttuk inan kalmadı bizde iz.
Gül demetlerini dereceğimiz mutlu bir bağsın,
Şu hayata bağlanmada tutunulacak bir dalsın.
Bıraktığın bağlar var da yiyemedim üzümü,
Her ne kadar verdimse tutamadım ben sözümü.
Mahvolurken, karanlıkta ışık oldun, ay oldun,
Anarken seni, manevi soframıza çay oldun.
Ektiğimiz hasadı biçmede orak oldun bize hep,
Ne kadar salâvat getirsek, inan azdır size hep.
Ömrümüz geçmede, kalmış baktık ki sayılı aylar,
Biliyoruz şefaat edersen kurtulacak canlar.
Gaflete daldık, sardı dert zinciri dizi dizi,
Sünnetine sarıldık, ne olur gel de sar bizi.
Gözümüzün akça nuru, sürurusun gönlümüzün,
Şaşıp kaldık dümdüz yolda rehberi ol öncümüzün.
Adını andıkça şüphesiz kalbimizi huzur sarıyor,
Yarı ölüm olan uykuda, her an gönül seni anıyor.
Hayat yolunda sendeleriz ha bire yürürüz densiz,
Bizlere şefaat etmezsen, acep ne ederiz sensiz?
Güller ektin esiyor küfür küfür gönlümüze,
Salâvat getirdik de, birden geldik kendimize.
Şefaat eyle ne olur bakma bizim taframıza,
Açlığımız manevi, aş olur musun soframıza.
Korkmaz seni sevdi hep, Sen de kıldı bil ki karar,
Meçhule giden yolda bütün gözler Sen’i arar.
Şaban KORKMAZ
&&&
SAĞLIK İÇİN BİLGİLER
(ŞİFALI BİLGİLERDEN BİR DEMET)
-Her gün en azından bir yumurta tüketirseniz, gün boyu enerjik kalırsınız. Yumurtada protein değerinin yüksek olması nedeniyle gün boyu tok tutar, midedeki açlık hormonunu azaltır, bu da daha geç açlık hissine kapılmanızı sağlayacaktır.
- Yumurta aynı zamanda kemik erimesi olarak bilinen osteoporozu engeller, kemik gelişimini olumlu yönde etkiler.
-Yumurta ayrıca bağışıklık sisteminin korunmasını sağlar.
-Yumurta; A,B,D ve E vitaminlerinin yanı sıra bir takım vitaminleri içinde barındırır.
&&&
BİR BİLEN DİYOR Kİ;
Yoğurdunuzun katı ve tatlı olması için, bir tutam şeker ve tuz ilave ederseniz ve de içine bir tutam karbonat kullanırsanız yoğurdunuz kısa zamanda ekşimez.
&&&
ASR-I SAADET DÖNEMİNDE;
Asr-ı Saadet döneminde kadınlar kocalarını işe giderken kapıdan uğurlarken her gün hiç usanmadan şu cümleleri sarf ederlermiş:
“Aman Bey! Evimizi haram lokma getirme, bizi yevmi kıyamette cehennem ateşiyle baş başa bırakma. Çocuklarımızı haram lokmalarla besleyerek kendimizi ve çocuklarımızı cehennem ateşine bile bile atmayalım, olur mu?”
Bu cümleleri yazıp okuduktan sonra acaba ne kadar ev hanımı bu cümleleri sarf edecek bir konuma gelecek diye düşünmeden edemiyorum.
Bunları yazmak okunmasını sağlamak her bir kişinin görevi olmalı diye düşünüyorum
Eeee… Mevla’m neler neylerse güzel eyler.. Bizden söylemesi…
&&&
SEVMİYORUM
Vefasızı, hayırsızı,
Yemin olsun sevmiyorum.
Hele bir de vicdansızı,
Yemin olsun sevmiyorum.
Yarına kaygısı yoksa,
Merhamet duygusu yoksa,
Kimseye saygısı yoksa,
Yemin olsun sevmiyorum.
Rüzgâr olup estim işte,
Ta gönülden küstüm işte,
Selam sabah kestim işte,
Yemin olsun sevmiyorum.
Kalmadı hiç başka çözüm,
Yaşla doldu iki gözüm,
Bu son karar bu son sözüm,
Yemin olsun sevmiyorum.
Kul Ayşe der; Hayat böyle,
Ne derdin var bana söyle,
Olmama ikiyüzlü öyle,
Yemin olsun sevmiyorum.
Ayşe ZENGİNOĞLU
(Gül Damlaları Kitabından)
&&&
TESETTÜR ÜZERİNE
Gittiğim bir kaplıcada on-oniki yaşlarında iki çocuk gözüme ilişmişti. Üzerlerinde dar ve küçük birer şort vardı. Yanlarına yaklaşarak tanıştım, öğretmen olduğumu söyledim. Bunun yanında şu cümleleri sarf etmeden edemedim:
-Bakın sevgili gençler! İslamiyette haram ve helaller vardır. Bir erkeğin akil baliğ olduktan sonra diz kapakları ile göbeği arasını kapatmadan hamama girmesi caiz değildir. Böyle yaparsanız hem günah işlemiş olursunuz hem de size bakanları günaha sevketmiş olursunuz. Eve döndüğünüzde annenize bunu söyleyin. Bakın benim üzerimde haşama var, göbeğinden dizime kadar uzanıyor. Siz de annenize benim söylediğimi söyleyin, bir daha da hamama gelirken böyle haşama giyin ve öyle gelin olur mu? Diye konuşmadan edemedim.
Velhasılı biz bunları söyleyerek görevimi yapalım da gerisini Allah’a bırakalım.
&&&
KELAM-I KİBAR!
UNUTULMAMALIDIR Kİ,
TÖVBE VE İSTİĞFAR;
Hem hastalıktan, hem beladan, hem de dertten kurtulmak için iyidir. Müminin kalbini kırmak, Kâbe’yi yıkmaktan beter olduğu için, bu dünyada Allah’tan korkan ahirette korkmasın ama herkese tepeden bakan, insanları kıran, başkalarının gıybetini yapan o tarafta korksun.
&&&
ÖĞRETMENİM DERDİ Kİ;
“Her sebze ve meyveyi mevsiminde yemek iyidir. Ağzımıza aldığımız lokmayı iyi çiğnemek hoştur. Sen, sen ol ki, ömür boyu hayır yolunda koştur.”