115. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT--KÜLTÜR SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYETİ- KERİMESİNİN MEALİ: “ Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyendir.”
(Hucurat Suresi: 12)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Cennetin kokusu bin yıllık mesafeden alınır. Fakat anne ve babasına isyan edenlerle akrabaları ile münasebeti kesenler, bu kokuyu alamazlar.”
(Ebu Hüreyre)
HAFTANIN DUASI: “Ya Rabbi! Neslimizi abdest alan, namaz kılan, Hakk’a, hukuka riayet eden, haramı helali bilen, olabildiğince cömertliğe soyunanlardan eyle. Senin rızan için gecede gündüzde çaba ve gayret gösterenlerden eyle. Neslimizi selamı toplum arasında yayanlardan, sofrasından misafiri eksik etmeyenlerden eyle.” Amin. (Dua Demetleri)
&&&
BAŞYAZI: ŞABAN KORKMAZ
HELAL LOKMANIN ÖNEMİ
Kendini bilen Müslüman helal lokma yediği gibi çoluğuna çocuğuna da helal lokma yedirir. Bilir ki yinelen bir haram lokma insan vücuduna girdikten sonra o vücudu ancak kırk günde terk eder. Bu süre zarfında kişi ne kadar namaz kılarsa kılsın kıldığı namazda huşu ve huduyu ve huzuru yakalayamaz. Kıldığı namazın kendisine hiçbir faydası olmaz.
Kişi her nerede çalışıyorsa ve aylık alıyorsa, rızık kazanıyorsa o rızkını helal yoldan kazanmaya özen göstermelidir. Her halükarda da çalışma saatlerine dikkat etmeli, kendisine ne görev verilmişse bi hakkın yapmaya özen göstermelidir.
Asr-ı saadet döneminde kadınlar her sabah kocalarını işine göndermeden önce kahvaltılarını yaptırır kapıdan uğurlarlarmış. Kapıdan uğurlarken de her gün kocalarına şu cümleleri sarf ederlermiş: “Aman bey, ne olursun akşam eve gelirken bize haram lokma getirme, hem bu dünyada ve hem de cehennem ateşinde yanmayalım.” Kocaları da buna riayet ederlermiş ki o döneme Asr-ı Saadet dönemi denilmiş.
Günümüzde ne durumdayız hiç düşündük mü? Atasözü diye bazı yerlerde yazmışlar: “Haram, helal ver Allah’ım, çoluk çocuk yer Allah’ım.” Bu sözün Müslümanlıkla asla ve kat’a alakası olamaz. Birileri bizlere bunu atasözü diye yutturmuş.
Bir gün birisi geldi bana şunu söyledi: “Hocam, bir tane oğlum var. Bugünlerde üniversiteye gidiyor. Yalnız bütün ihtiyaçlarını karşıladığım halde bana karışı geliyor, sözümü dinlemiyor, annesine de eziyet ediyor, ne yapmalıyım? Dövmek çare olur mu?” Benim ona cevabım şu olmuştu:
“Sakın ha, döveyim deme, sonra daha da arsızlaşır. Şunu iyi bil ki senin oğlunda hiçbir kabahat yok. Bütün suç sende. Değişik zaman ve dönemlerde ona haram lokma yedirdin ki, o haram lokmalar sana şimdi isyan olarak geri dönmektedir. Bunda böyle yediğin ve ailene yedirdiğin gıdaların helal lokma olduğuna dikkat et. Aylık gelirinin önemli bir bölümünü sadaka olarak vermeyi ihmal etme. Şüpheli şeylerden kaçın. Çocuklarına da haram lokma yedirme. Namazlarının arkasından gözyaşı dökerek hanımına, oğluna ve kendine dua et. Bir daha ağzına haram lokma koymamaya azmet ki bundan böyle huzur ve mutluluk günleri geri gelsin. Rabbim helal lokmalarla beslenmeyi cümlemize nasip eylesin. Âmin.
&&&
ESMAÜ’L HÜSNADAN
ER-REZZAG (C.C.)
“Bütün mahlûkatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan”
Ey mahlûkata ve kullarına ihtiyaçları olan rızkı veren Rezzag olan Allah’ım! Bana kolaylıkla helal rızık eyle.
&&&
HAFTANIN DÖRTLÜĞÜ:
Sevgi ekip bitirin,
Az da olsa yetirin,
Hoşgörüyü getirin,
Şu toplumun içinde.
Şaban KORKMAZ
&&&
OKUYUP DERS ALABİLENE NE MUTLU!
Bilindiği gibi bir kişi birinin gıybetini yaparsa o zamana kadar binbir zorluklarla elde etmiş olduğu bütün sevaplarını kaybederek iflas konumuna düşer. Hiçbir sevabı kalmaz. Hem düşünüldüğünde haklı bir durum ortada. Elin etlisi sütlüsü bizi enterese etmemeli. Her kimse birilerinden birkaç eksik gedik arama yerine kendi eksiğine ve gediğine bakmalı kendisini düzeltmeli değil mi?
Ne acayip bur durum değil mi? Kişi gıybet ettiği kişiyi hem sevmez, hem de gıybetini yaparak farkında olmadan sevaplarını o kişiye vermiş olur. Ne acıklı bir durum değil mi?
Bazı dükkânlara girdiğimde hemen gözüme çarpan bir yazı oluyor. Güzelce yazdırıp duvara asmışlar.
“BUGÜN BURADA GIYBET YAPILMAZ, YARIN YAPABİLİRSİNİZ!”
Aslında bu yazının herkesin her zaman oturduğu oturma odalarının duvarlarına asılması çok güzel olur herhalde. Evinize misafir olarak gelenler de o yazıyı okuduklarında onlar da belki bundan etkilenerek evlerine yazdırıp asabilirler ve bütün evlerde gıybet yapılmayan mekânlar olur değil mi?
Anne ve baba evde gıybet yapmamalı, çocuklarına da yaptırmamalıdır. Öyle ki atalar sözü ne güzel söylemiş: “Çocuk yedisinde ne ise yetmişinde de odur.” “ Görgülü kuşlar gördüğünü işler.”
Gıybet yapılan yerde gıybet yapılmasına engel olamıyorsa kişi hemen orayı terk etmeli.
HİÇBİR KİMSENİN GIYBETİNİ YAPMAYANLARA SELAM OLSUN.
&&&
DUAMIZ
Ey Yüce Allah’ım! Bizleri yoktan var eden, merhameti bol olan, koruyup, gözeten, kullarına her zaman iyilik ve hayır dileyen, sevgiye en layık olan Allah’ım! Bizleri kendine kul ve Habibin Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ümmet eyle. Bütün Müslümanların hastalarına şifa, dertlilerine deva, borçlularına edalar nasip eyle Ya Rabbi.
Allah’ım! Bize dünyada da, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizleri cehennem azabından koru. Beni, annemi, babamı ve bütün inananları bağışla. Hiç şüphesiz ki Sen her şeyi gören ve bilensin. Bize Seni razı edecek işler ve ameller yapmayı nasip eyle. Bizleri güzel ahlaklı olanlardan eyle. Bizleri hiçbir kimsenin gıybetini yapmayanlardan eyle. Her zaman ve her yerde doğruyu, haklıyı savunmayı nasip eyle. Göz açıp kapayıncaya kadar da olsa bizi bize bırakma. Peygamber Efendimiz senden neler istediyse bizlerde onları istiyoruz, nasip eyle. Peygamber Efendimiz nelerden sakındıysa bizlerde onlardan sakınmak istiyoruz, sakınmayı nasip eyle. Âmin. Âmin. Âmin. Velhamdülillahi rabbil aleminel FATİHA.
&&&
DÜŞER ELBETTE!
Sevgili Can Dostlarım!
Dilimiz şükre alışmazsa,
Kalbimizi hüzün kaplar.
Bizden HATIRLATMADIR…
&&&
KÜÇÜK YAŞLARDA ELDE EDİLENLER!
Yedi ve dokuz yaşlarındaki iki kardeş odadan dışarıyı seyrederlerken birbirlerine söyledikleri cümlelere ne kadar anlamlı ve ne kadar güzel!
“Allah’ın yarattıklarında bir düzensizlik ve eksiklik bulmak mümkün değildir.”
Kardeşi de şöyle der:
“Hiç şüphesiz ki ben de ALLAH’A inanıyorum.”
&&&
ÖNCE SAĞLIK:
(TOZ ZENCEFİLİN FAYDALARI)
-Hazımsızlığı giderir, iştah artırır.
-Tükürük bezleri çalıştırır.
-Kılcal damarlardaki dolaşımını hızlandırır.
-Hafızayı kuvvetlendirir.
-Soğuk algınlığa iyi gelir.
-Mide bulantısını bastırır.
-İshali keser.
-Ses kısıklığana iyi gelir.
-Bal ile macun yapılıp yutulursa öksürüğü keser.
-Kaynatılmış salep üzerine ekilip içilirse fayda sağlar.
-Üstelik hiçbir yan etkisi yoktur.
(Bitkilerdeki Şifalar)
&&&
TEVBE İSTİĞFAR DUASI
“Estağfirullah, Estağfirullah, Estağfirulahel kerimellezi la ilahe illa hüvel hayyül gayyum ve etübü ilyh. Tevbete abdin zalimin li nefsihi le yeklikü li nefsi mevten, vela hayaten vela nüşura. Ve neselühüt tevbete, vel mağfirete vel hidayete lena innehü hüvettevvabürrahim.”
Anlamı: (Allah’tan bağışlama dilerim. Allah’tan bağışlama dilerim. Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan hayat ve beka sıfatlarının sahibi Yüce Allah’tan af ve bağışlanma dilerim O’na kendine zulmeden, öldürmeye, yaşatmaya, diriltmeye gücü yetmeyen kul olarak tevbe ederim. Ondan tevbenin kabulünü ve bizi bağışlamasını bize her zaman doğruyu göstermesini isterim. Çünkü O tevbeleri çok
çok kabul eden merhamet sahibidir.)
&&&
BABA İLE KIZI
Bir baba ile yedi yaşındaki kızı arasındaki konuşulanlara bir kulak verelim:
-Babacığım abdest almadan neleri yapamayız?
-Sevgili kızım, abdest almadan şunları yapamayız:
1-Hiçbir şekilde namaz kılamayız.
2-Tilavet secdesi yapamayız.
3-Kâbe’yi tavaf edemeyiz.
4-Kur’an-ı Kerim’e el süremeyiz.
(Aile Sohbetleri)
&&&
HOŞUMA GİDEN CÜMLELER!
“PARA YIĞMAKLA YÜKSELECEĞİNİ SANMA. DURAN SU FENA KOKAR VE KURUR. BAĞIŞLAMAYA VE AKITMAYA ÇALIŞ. AKAN SUYA GÖK YARDIM EDER. YAĞMUR YAĞDIRIR, SEL GÖNDERİR, ONU DERYA EDER. ALLAH’IN VERDİĞİNDEN VEREBİLENLERE NE MUTLU.” Sad-i Şirazi (k.s.)
&&&
TEFEKKÜRE İHTİYAMIZ VAR!
Ne Yazık ki bu hayatta mütemadiyen her bir şeyi biriktirmek istiyoruz. Yiyemeyeceğimiz kadar erzak, giyemeyeceğimiz kadar üst, baş, kullanamayacağımız kadar eşya, oturamayacağımız kadar ev… Gözlerimiz, midelerimiz, arzularımız ihtiyaçlarımızdan daha büyük.
Bazı insanların 15-20 yıl boyunca ödemek kaydıyla faizli banka kredisi çekmesi neyin alametidir…
Ve insan yaşlandıkça besler, gençleştirir arzularını. Bitirdikçe hayata olan bağlarını artırır. Öyle bağlanır ki hayata, bir gün bu diyardan göçüp gideceği fikri zamanla yok olup gider aklından..
Üstelik bu insan tüketmeye de çok meraklıdır, biriktirdiği paranın, eşyanın, malın, mülkün yanında zaman tükenir, söz tükenir. Benlik biriktirirken, hiç farkında olmadan benliğini tüketir, insanlığından uzaklaşır.
Sofralarımıza konan nimetlerin kadrini ne zaman anlayabileceğiz?
Gören bir gözü, tutan bir eli, yürüyen bir ayağı satın alamayacak ve kaybedince tekrar sahip olamayacak kadar fakiriz hepimiz.
Alabildiğimiz bir bardak çayın, zeytine, ekmeğe ulaşabilmenin bir zenginlik olduğunu ne zaman fark edeceğiz?
Aldığı maaşı yetiremeyenlere, modayı takip edemeyenlere, evini beğenmeyenlere, mekânı dar bulanlara daha çok para için, hesabı daha fazla kabartmak için çırpınanlara da yeter toprağın altı.
Heyhat.. Sofrasında bulunan nimetlere hamdetmesini bilmeyen, fakirin, garibin, öksüzün halinden anlamayan bu hayattan tad alır mı? Elindeki bir dilim ekmeği bölüşmeyi bilmeyenlere ne demeli?
(Alimoğlu Takviminden)
&&&
GERÇEKTEN!
HİÇ ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH; İstiğfara devam edeni, her sıkıntıdan, her dertten kurtarır, hiç ummadığı yerden rızıklandırır.” (Nesai)
&&&
BİLİYOR MUYDUNUZ?
-Kur’an okuyana,
-Yalanı ve gıybeti terk edene,
-Fakiri, muhtacı gözetene,
-Oruç tutana,
CENNETİN ÂŞIK OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?