Nasihat büyükler tarafından küçüklere yapılan faydalı bildirimlerdir. Bu nasihatler hele hele Allah (c.c.) dostları tarafından yapılarsa bu nasihatleri sadece bir deftere yazmakla kalınmamalı, esas bunları gönül defterine silinmeyecek bir şekilde yazılması faydalı olacağı şüphesizdir.
Allah (c.c.) dostlarından Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin oğluna yapmış olduğu nasihatlerden şunlar olsa gerek. Bu nasihatler her ne kadar oğluna yapılsa da bizlerinde uyması ve yapması bizim lehimize olacağı şüphesizdir. İşte o ders alınacak nasihatler dizisi:
“Ey Oğul! Bir mecliste bulunduğun zaman az konuş. Sana sorulmayan şeye cevap verme. Bir şey sorulursa cevabını bilmiyorsan, bilmiyorum de. Bilmediğine, bilmem demek ilmin yarısıdır. Eğer sorulan sorunun cevabını biliyorsan kısa cevap ver, sözü uzatma. Mecliste bulunanlara imtihan için bir şey sorma. Onlarla münazara ve münakaşa etme. Kendini beğenerek en başa, yukarıya oturma. Edebe çok riayet eyle. Edepsizlik her zaman ve her yerde yasak ve sevimsizdir. Her yerin kendine mahsus bir edebi vardır. Arkadaşlarına cömertlik et ve iyi muamelede bulun. Dünya sevgisini gönülden çıkar. Allah-ü Teala’nın rızasına kavuşmak yolunda senin önüne ve oluna bir şey engel olursa onu terk eyle. Unutma ki, dünya ve dünya nimeti bir hayaldir. Gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünya malına, makamına ve dünya hayatına güvenme. Biz bu dünyada misafiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntın varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil.”
Rabbim bu nasihatleri okuyarak, anlayarak, düşünerek yerine getirmeyi cümlemize nasip eylesin. Âmin.