Dünya kuruldu kurulalı şu yalan dünyadan ne mübarek Allah’ın kulları gelip geçmiştir. Bu Allah dostları ömürlerini hep insanlığa faydalı bir şekilde geçirmeye gayret sarf etmişlerdir. Ellerinden geldiği kadar Allah rızası için imanlı, inançlı, her bir kulunu seven, sayan, olabildiğince cömert olan talebeleri yetiştirmişlerdir.
Allah dostlarının da dediği gibi gaflet sadece Allah’ı unutmaktır. Allah’ı unutan elbette her şeyi unutmuştur. Oysaki bu dünya bir imtihan dünyasıdır. Her Allah’ın kulu yaşadığı sürece hep imtihan içinde bulunduğun bir farkına varabilse mesele kendiliğinden hallolacaktır sanırım.
O kişi ki hep kendi nefsiyle uğraşmalı ve onu ıslah etmeye çalışmalıdır. İnsan kendi nefsiyle uğraşmalı ki, başkaları aklına gelmesin, başkalarının eksiğiyle gediğiyle uğraşmasın. Başkalarının eksiklerini değil kendi eksiklerini görebilsin ve gidermeye çalışsın. İşte önemli mesele bu olsa gerek.
Allah dostlarından Beyazid-i Bistami Hazretleri ne güzel söylemiş:
“Bu dünyada üç gün perhizde bulundum. Birinci gün dünyayı, ikinci gün ahireti, üçüncü gün de mevcudatı terk ettim.” Bunun üzerine Rabbim bana dedi ki: “Benden ne dilersin?” Dedim ki; “Senden bir dileğim olmasın, çünkü ben müridim, Sen Murat’sın.” Bu cümleleri okuyan ve tefekkür eden, azmiyle o Allah’ın dostları makamına ulaşabilir değil mi? Yeter ki kişide azim ve güç olsun. Cüz’i iradesini bu yolda kullanabilsin. Ama gelin görün ki şeytan ve nefis hiç te boş durmuyor, hep güzel, imanlı, inançlı ve ahlaklı insanlarla uğraşıyor. Varsın uğraşsın, siz de gelin onunla ömür boyu uğraşın ki Allah’ın sevgili kullarının zümresine katılabilesiniz.
Ey Sevgili Can Dostum, şunu çok iyi bir şekilde bilmek lazım gelir ki kişi sular gibi yüzünü yere sürmeden, geceleri teheccüd namazını kıldıktan sonra ağlayıp feryat etmeden, işledikleri günahları hatırlayıp pişman olup tövbe etmeden Hak yolunu bulamaz. Kişi hiç durmadan acele olarak varlık âleminden yokluk tarafına yönelmelidir ki böylece yüz seksen derecelik bir dönüşü yapabilsin.
Bütün bu güzel cümleleri okuduktan sonra Tefekkür Penceresi isimli kitabımda yer alan şiirimi buraya nakletmeden edemeyeceğim. Defalarca okumaya, anlamaya, anlatmaya ne dersiniz? Rabbim alanlardan değil de her halükarda verenlerden eylesin cümlemizi.
Helal kazan helal düşle,
Kamil insan budur işte,
Haram varsa yanar şişte,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Fazla varsa dağıt gitsin,
Gönüllerde dertler bitsin,
Cümle âlem dua etsin,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Amel edip ilme sarıl,
Durma çalış harıl harıl,
Vermeyene sen da darıl,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Tok olduğun nice günde,
Nice kalpler olur zinde,
Sıkıntılı olan günde,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Darda iken vermek zordur,
Verebilmek inan kordur,
Şu nefsini haydi durdur,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Sen verdikçe verir Allah,
Kazanırsın yemin billah,
Geri tepmez hiçbir silah,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Belalardan korunursun,
Vermek ile arınırsın,
Yüce Hakk’a görünürsün,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Cömert olur mutlu olur,
Korkmaz gibi dertli olur,
Ballar gibi tatlı olur,
Ver Allah’ın verdiğinden.