126. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT—KÜLTÜR SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. Ondan başka bir sığınak da bulamazsın.” (Kehf Suresi:27)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Allah (c.c.) kulunun tövbesini nezi haline (can çekişme) gelinceye kadar kabul eder. (Tirmizi)
&&&
BAŞYAZI:
ZİRVELERE TIRMANMANIN YOLU
ŞABAN KORKMAZ
Toplamda bulunan her bir insanın başarıya ulaşması için nasıl plan, program ve iyi bir uygulama gerekiyorsa, Müslüman ve Mü’min olanların da İnsan-ı Kamil olabilmeleri için Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin sünnetlerine sarılmaları gerekiyor.
Gerçekte takvaya erişmenin yolu, insan olmanın yolu, insanlara faydalı olmanın yolu Sünnet-i Seniyyeye uymasından geçmektedir. İnsanın kendini insan bilmesinden, atanını, milletini, devletini sevmesinden, ezana ve namaza önem vermesinden, bu dünyaya neye geldiğine kafasını yormasından ve başkalarına faydası dokunmasından geçmektedir.
Toplum huzurunun sağlanması için İslam Dini çok güzel kurallar ortaya koymuş bulunmaktadır. Bu Kurallara uyulduğu sürece toplumda dirlik, birlik, dayanışma, hoşgörü, yardımlaşma, neşe, huzur ve mutluluk sağlanacaktır.
Hal böyle olunca her bir insan mutlu olacaktır. Her bir kişi Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetlerine uyduğu sürece, onun izinden gittiği süre, O’nun yaşadığı gibi yaşamaya başladığı süreci takva merdivenlerini bir bir tırmanmaya başladı demektir. İşte Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in belli başlı sünnetlerinin önemlileri:
Peygamber Efendimiz (s.a.v) ;
-Tebbessüm etmeden konuşmazdı.
-Sükutu uzunu, gülmesi azdı.
-Gece ve gündüz uyuyup ta uyandığı zaman mutlaka misvak kullanırdı.
-İkram edilen kokuyu ve yemeği geri çevirmezdi.
-Kendisinden istenilen şeyi kendisinde olmasa bile bulup isteyene verirdi.
-Abdestini kendisi alırdı, hiç kimseden yardım istemezdi.
-Kahkaha ile hiçbir zaman gülmezdi, gülmesi sadece tebessüm etmesiydi.
-Hediye edileni yerdi, sadakayı yemezdi.
-En çok Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutardı.
-Umumiyetle Cuma günü yıkanırdı.
-Namaz için tekbir aldığı zamanlarda parmaklarını açardı.
-Kendilerini bir iş üzdüğü zaman hemen namaz kılardı veya ayakta ise oturur, yatıyorsa uyurdu.
-Tebessüm edeceği zaman elini ağzına koyardı.
-Bir söz söylediği zaman iyice anlaşılsın diye üç defa tekrar ederdi.
-Rahatsız olduğu zamanlarda Felag ve Nas surelerini okur ve kendi üzerine meshederdi.
-Su içtiği zaman sağındakine verirdi.
-Suyu üç yudumda ve üç defada oturduğu yerde içerdi.
-Yeni elbise diktirdiği zaman onu Cuma günü giyerdi.
-Kimsenin evine ve odasını izinsiz olarak girmezdi.
-Cenazelerde yürümeyi severdi.
-Herkese karşı merhametli davranırdı.
-Kendisine kaba söz sarf edildiğinde sadece sabrederdi.
-Hastaları ziyaret eder, onların iyi olmaları için duada bulunurdu.
-Herkese elinden geldiğince yardım yaparak cömertçe davranırdı.
-Komşu hakkını gözetir, hiç birisini gücendirmemeye özen gösterirdi.
-Evine, ailesini ve çocuklarına çok bağlıydı.
-Karşılaştığı kimseye ilk selamı O verirdi.
-Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışmazdı.
-Kimseyi incitmezdi, muhtaçlara yardım etmeyi severdi.
-Devlet işlerinde istişareye önem verirdi.
-Her gece teheccüd namazını kılmaya özen gösterirdi.
-Güneş doğup kırkbeş dakika geçtikten sonra Duha namazını kılardı.
-Akşam namazından sonra Evvabin namazını kılardı.
-Ashabından birini bir yere gönderdiği zaman şöyle buyururlardı: “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin, kolaylaştırın, güçleştirmeyin.”
-Toplumda selamı yayanların, sofrasından misafiri eksik etmeyenlerin, sılayı rahim yapanların ve teheccüd namazını kılanların cennete girmelerine kefil olacağını buyururlardı.
-Yaşayışı, konuşması, oturması, kalkması, yardımlaşmaya önem vermesi, olabildiğince cömert olması, her bir insanı kusuruyla birlikte sevmesi, karşılaştığı ilk insana selam vermesi konusunda herkese örnek olması düşünülecek davranışlar arasında yer almaktaydı.
Rabbim Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in snneti seniyyesi üzerine yaşayanlardan eylesin. Yevmi kıyamette Onun Livau’ld Hamd sancağı altında gölgelenmeyi, kıldan ince kılıçtan keskin sırat köprüsünü uçaraktan geçmeyi, Cennetine girmeyi ve Cemalullah’ı görmeyi nasip eylesin. Âmin.
&&&
HİÇ ŞÜPHESİZ Kİ MÜMİN;
“Hiç şüphesiz ki mümin, hayâsı çok, ezası az, hayrı çok, fesadı az olacak. Dilinden yalan sadır olmayacak. Konuşması, yanlış ve fuzuli işi az, fakat iyiliği ve amelleri çok olacak. Yakınlarını gözetecek, ağırbaşlı ve kadir bilir olacak. Geçim sıkıntısı çektiği zaman, Allah’ın takdirine ve kısmetine razı olacak. Din kardeşlerine karşı daima halim selim, iffetli ve şefkatli olacak. Müminin ahlakı, zenginlikte iktisat, genişlikte şükür, bela ve musibet zamanında sabırdır.” Hasan-ı Basri (k.s.)
&&&
HİKMETLİ SÖZLER!
“Bir şehirde en önemli üç şey; Kanalizasyon, hamam ve kütüphanedir: Kanalizasyon, şehrin kirini, hamam bedenin kirini ve kütüphaneler de ruhun kirini temizler.”(Fatih sultan Mehmet Han)
***
“Duadan bıkkınlık göstermeyiniz. Çünkü dua ile beraber olan hiç kimse helak olmamıştır.” Hz. Ali (r.a.)
***
“Helal nur üstüne nurdur. Haram kir üstüne kirdir.” Abdülkadir Geylani (k.s.)
***
“İyi niyetli insanlar yalana çabuk kanarlar, ama bil ki onun da bir koruyup kollayanı vardır.”
Hz . Mevlana (k.s.)
&&&
KAYBETME HİÇ
Nefret, hüzün sana kalsa,
Umudunu kaybetme hiç.
Çiçeklerin birden solsa,
İyi bil ki Rabbimiz var,
Ümidini kaybetme hiç.
Bilmeceyi çözemezsen,
Havalanıp gezemezsen,
Dostlukları sezemezsen,
İyi bil ki Rabbimiz var,
Ümidini kaybetme hiç.
Herkes sana küsmüş olsu,
Bora olup esmiş olsa,.
İlişkiyi kesmiş olsa,
İyi bil ki Rabbimiz var,
Ümidini kaybetme hiç.
Gonca gülün kora dönse,
Mahçubiyet ara dönse,
Kolaylıklar zora dönse,
İyi bil ki Rabbimiz var,
Ümidini kaybetme hiç.
Kem sözleri duysan bile,
Korkmaz gibi çeksen çile,
Darda kalsan dostlar ile,
İyi bil ki Rabbimiz var,
Ümidini kaybetme hiç.
Şaban Korkmaz
&&&
NİYET ÖNEMLİ OLSA GEREK!
Adamın birisi kır yerinde bir çeşmenin yanına her gelen eşeğini veya atını bağlasın diyerekten bir kazık çakar. Niyeti halisane olduğu için sevap kazanır.
Bir başkası da gelir o kazığa bakar ve onu gelen insanların ayağına takılıp da düşmesinler diyerek söker atar.
Burada her iki kişi de sevap kazanmıştır. Çünkü her ikisinin de niyeti halisanedir.
Rabbim niyeti halisane olanlardan eylesin cümlemizi. Âmin.
&&&
DOSTUM
Gönülden gidince hisli duygular,
Önümüzde demet oldu kaygılar,
Küçüğe verilmezse, sevgi saygılar,
Dövünmek boşadır canciğer dostum.
Şaban Korkmaz
&&&
SAĞLIK ÜZERİNE İNCİLER
LOKMAN HEKİM DİYOR Kİ;
-Ayağını sıcak tut, başını serin. Mideni hafif tut, düşünme derin, derin.
-Hasta olmadan önce hekim çağır. Hekime hasta olmadan önce hürmet et.
-Mide dolduğu zaman fikir ölür, bilgi dilsiz kalır.
-Sıhhat gibi mal yoktur, gönül hoşluğu gibi nimet yoktur.
-Sofradan iyice doymadan kalkmayı bilmek edebe dikkat etmektir.
(Eğitimci Gözüyle Meselelerin Özü İsimli Kitabımdan Alıntıdır.)
&&&
DÜNYA YETER HEPİMİZE!
Çocuklar hiç ağlamasın,
Dünya yeter hepimize.
Kalpler nefret bağlamasın,
Düna yeter hepimize.
Füzeleri atmayalım,
Korku ie yatmayalım,
Acıları tatmayalım,
Dünye yeter hepimize.
İnsan ol da azıp durma,
Bin bir kabir kazıp durma,
Acı destan yazıp durma,
Dünya yeter hepimize.
Sevgileri bölüşelim,
Gelin her an bilişelim,
Birlik olup gelişelim,
Dünya yeter hepimize.
Fitne fesat karılmasın,
Korkmaz bize darılmasın,
Dallarımız kırılmasın,
Dünya yeter hepimize.
(Eğitimci Gözüyle Kitabımdan)
Şaban Korkmaz
&&&
ŞÜPHESİZ Kİ;
“Dua kapı çalmaktır,
Gerisi ne karışmak haddi aşmaktır.
Bir cümle yeter sözden anlayana,
Destan yazsan fark etmez laftan anlamayana.”
(Mevlana Hazretleri)
&&&
MHABBETLE MARİFET
“Hiç şüphesiz ki muhabbet marifetin meyvesidir.
Çünkü bilmeyen sevemez.
Allah’ın bize olan muhabbeti bizim O’na muhabbetimizden daha öncedir.”
Necmeddin-i Kübra (k.s.)
&&&
UNUTMA HA!
Bir insanın;
-Ahı var,
-Vahı var,
-Keseri var,
-Döneri var,
-Sapı var.
(Dostumun Gönderisi)
&&&
BAZILARI;
-Körden değil nankörden,
-Yüzsüzden değil, ikiyüzlüden,
-Tipi bozuklardan değil,
-Sütü bozuklardan, korkarlar.
(Anonim)
&&&
TARİHTEN BİR YAPRAK
(YAVUZ SULTAN SELİM HAN)
Osmanlı Sultanlarının 9’uncusu ve İslam halifelerinin 74’üncüsüdür. Şehzadeliğinde, mükemmel bir tahsil ve terbiye gördü. Arap, Fars dilleriyle yüksek din ve fen ilimlerini öğrendi. Askeri sevk e idare ile devlet yöneticiliğini öğrenmesi için Trabzon Valiliği’ne gönderildi. Yavuz sultan Selim Han, babası Sultan 2. Bayezid Han’ın tahttan feragat etmesi üzerine 24 Nisan 1512 ‘de tahta geçti. Tarihe geçmiş birçok zaferin 8 yıla nasıl sığdığını, tarihçiler bile halen çözememişlerdir. Allah-ü Teala rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Derecesi yüksek olsun. Rabbim bizleri de onun şefaatlerine kavuştursun.
&&&
NE KADAR GÜZEL!
Saliha Hanımlar Asr-ı Saadet döneminde bir lokma haramın vücudu yaklaşık kırk günde terk ettiğini bildikleri için kocalarını evden geçirirken şöyle derlerdi:
“Aman Bey! Bize haram lokma getirme! Biz dünyada her şeye katlanırız, fakat cehennem azabına katlanamayız.”
Rabbim günümüzde de böylesi Saliha Hanımların sayısını çoğaltması tek dileğimizdir.
&&&
HAKLI SÖZE NE DENİR?
Yaşlı bir âlime, çok yaşamanın sırrını sormuşlar, o da şöyle demiş:
“Biz iki günde üç defa yemek yeriz. Yemeği iyi pişiririz; iyice çiğnemeden de yutmayız, acıkmadan yemeyiz, henüz iştahımız varken sofradan kalkarız. Sabah kahvaltısını erken yaparız, akşam yemeğini geç yeriz.”
&&&
BİRAZ DA GÜLELİM!
(GÜNÜN BİRİNDE!)
Günün birinde adamın birisi bir kır kahvesine oturarak bir kahve söyler içmek için. Yaklaşık beş dakika sonra kahveci kahveyi getirir. Adam bir de baksa kahve tabağının altında bir not yazılı. Not da şu:
“Kahve Yemenden gelir yolu ırak, beş para idare etmiyor on para bırak.”
Adam kahveyi içtikten sonra kâğıdın arkasını çevirir ve şu notu yazar:
“Kahve Yemenden gelir yolu ırak, beş para idare etmiyorsa kahvehaneyi kapat.”
&&&