Son beş ayda dünyadaki tüm insanların hissettiği ortak duygu; “KAYGIDAN” bahsedelim biraz. Kaygıyı hepimiz hayatımızın belli dönemlerinde hissederiz. Mutluluk, üzüntü, neşe kadar doğal ve sık yaşanan bir duygudur. Ancak kaygı uzun vadede hissedildiğinde, yıpratıcı bir boyuta ulaşmaktadır. Peki kaygı tam olarak nedir?
Kaygı bir şeylerin kötüye gideceğine dair düşüncelerin eşlik ettiği endişe halidir. Kaba tabirle stresin, korkunun kardeşi; endişenin ta kendisi diyebiliriz. Aslında farklı bir bakış getirirsek kaygıyı tamamen kötü olarak nitelendiremeyiz. Diyelim ormanda yürüyorsunuz; karşınıza kocaman bir ayı çıktı, kaygı duymasanız kaçar mıydınız? Kaygı belli ölçüde yaşandığında insanı HAREKETE GEÇİRİCİ güçken; yoğunlaştığında insanlarda ellerin terlemesine, midenin kasılmasına, iştahta değişikliğe, kalp çarpıntısına, nefes darlığına, sık idrara çıkmaya yol açabilir. Bu yüzden kaygının azı KARAR, çoğu ZARAR!
“Peki hepsini anladık ama kaygının çözümü neyde saklı?” dediğinizi duyar gibiyim. Çözüm sizde saklı. Pandemi döneminde kaygı düzeyinizi kontrol edebilmek için aşağıdaki maddeler işinize yarayacaktır.
- Sadece doğru kaynakları takip edin, sosyal medyaya değil Sağlık Bakanlığına güvenin.
- Sosyal mesafeye, maske kullanımına, ellerinizi sık sık yıkamaya özen gösterdiğiniz müddetçe virüs ile ilgili kaygılarınız ve hastalığa yakalanma riskiniz azalacaktır.
- Evde egzersizler yapın. Spor mutluluk hormonu salgılanmasını ve berrak bir zihinle düşünmenizi sağlar.
- Olumsuz cümleler yerine gerçekçi, denge kurucu cümleler kurun.
- Günlerinizi planlayarak belli bir rutin oluşturun.
- Ailenizle, sevdiklerinizle vakit geçirin.
Kaleminize sağlık