Son yıllarda Türkiye’de cinayet haberleri, özellikle de kadın cinayetleri oldukça sık yaşanmaya başladı. Her gün yaşanan bu cinayet, şiddet haberleri ile Türkiye’de yaşayan pek çok kadın kendini savunmasız ve öfkeli hissediyor. Peki, bu cinayetlerin ardında yatan psikolojik dinamikler neler? Neden bireyler, yaşadığı sorunlara karşı şiddeti çözüm olarak görmeye başlıyor?
TOPLUMSAL BASKILAR VE YALNIZLIK
Modern yaşamın getirdiği birtakım baskılar var. Sosyal medya ve çeşitli basın yayın araçları ile bireyler sahip olamadıkları haz veren pek çok şeyin daha farkında oluyor. Kendilerinin çabalasa dahi ulaşma ihtimalleri zayıf olan bu zenginliklere sadece izleyici kalmak bireylerin ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Ekonomik zorluklar, işsizlik ve sosyal ilişkilerin zayıflaması, sosyal statülerin bu kadar farklı olması insanları öfkeli bir hale getiriyor.
ÖFKE VE KONTROL KAYBI
Öfke kontrol edilmediğinde oldukça yıkıcı sonuçlar doğuran bir silahtır. Toplumda herhangi bir şekilde öfkenin pekiştirilmesi; Örneğin banka sırasında beklerken bağırıp çağıran bir müşterinin işinin önce çözülmesi, aile ortamında öfkelenen bir insana güçlü özelliklerin atfedilmesi, “aman o sinirlidir, ellemeyin” gibi söylemlerin yapılması bireylerde öfkeliyken daha fazla kazanabileceği düşüncesine yol açmaktadır. Bu bilinçli bir düşünce olmasa bile buna şahit olan bunu duyan bireyler de ne yazık ki öfkeli olmanın kazandırdığını bilinçdışı süreçlerde öğreniyorlar. Öfke, insan doğasının bir parçası; ancak, sağlıklı bir şekilde yönetilemediğinde cinayete varan eylemlere dönüşebilir. Yıkıcı bir öfkenin toplumlarda ne denli çıldırışlara sebebiyet verebileceğini öngörebilmek gerekir. Cinayet işleyen bireylerin genellikle, hayatlarında kontrol kaybı hissi yaşadığı, bunun sonucunda da çevresindekilere karşı aşırı bir saldırganlık geliştirdiği gözlemleniyor. Burada, öfke yönetimi eğitiminin önemi ortaya çıkıyor.
MEDYA VE CEZA SİSTEMİ
Medyanın cinayetleri abartılı bir şekilde sunması da bu durumun bir parçası. Şiddet içerikli haberlerin sürekli olarak gündemde olması, şiddet gösteren veya cinayet işleyen bireyleri yıldırıcı politikaların olmaması öfkesini kontrol etmekte zorlanan bireylerin bu tür eylemleri normalleştirmesine yol açabilir.
ÇÖZÜM YOLLARI
Bu sorunların üstesinden gelmek için öncelikle toplumsal farkındalığın artırılması gerekiyor. Şiddetin hiçbir türlüsünün kabul edilmeyeceğini hem yasalar ile hem de önleyici ruh sağlığı çalışmaları ile bireylere aşılayabilmek gerekir. Cinayet işleyen bireylerin psikolojik alt yapısında genelde değersizlik, üstünlük kompleksi, stres yönetimi becerisi eksikliği gibi sebepler çıkabiliyor.
Cinayetler hepimizi ruhen yaralayan olaylar. Toplumsal dayanışma, empati ve eğitimle bu sorunun üstesinden gelebiliriz. Her bir kayıp, arkasında derin yaralar bırakıyor; ancak bu yaraları iyileştirmek için atacağımız adımlardan en büyüğü gelecekte benzer trajedilerin yaşanmaması adına yapılacak önleyici çalışmalardır.
SEDA İŞİSAĞ
Uzman Psikolojik Danışman